- ''Mustafa Sagir, Ankara?da bir ay kaldıktan sonra, İngilizlerin hafiyesi olduğu anlaşıldı ve idam edildi. Ölmeden önce son arzusu, bir Müslüman olarak Müslüman ordusuna hıyanetinin vatandaşlarına duyurulmaması oldu ve adı ilan olunmadı.''
- ??Zavallı hanımefendi, ah zavallı hanımefendi!?? diye ızhar ettiler. Seslerindeki bu acıma bana biraz fena geldi, çünkü benim Anadolu?ya gelişim ve bu harekete katılışım, mukaddes bir gaye için ateşte yanmaya razı olanların zihniyetine uyuyordu. Benim için, içinde bulunduğumuz tehlikeler ve çektiğimiz zahmetler acınacak değil, şeref verecek bir vaziyetti.''
- ''Yalnız geri hizmetlerinde değil, bizzat savaşta döğüşmüş kadınlar olduğunu da söylemeyi vazife sayarım. Bir tanesi Osmaniye?de Raziyeler köyünden Rahime adlı bir kadındı. Bu kadın, Kilikya?da Miralay Arif?in 11?inci fırkasında bizzat döğüşmüştü. 1920?de gönüllü olarak başıbozuklara katılmıştı. 1920 Şubat?ında Hasanbeyli tüneline hücum edenler arasındaydı. Bunlar, Fransızlar?dan seksen tüfek iki makineli tüfek almışlardı. Harpte ölen iki kişiyi de bu kadın sırtında getirmişti. Çevikliğinden dolayı ona ordu, Tayyar adını vermişti. 1920 Haziranında Osmaniye?de Fransız istihkamlarına hücuma o önderlik etmiş ve bu karargahın önünde vurularak ölmüştü.''
- ''Ben epeyce uzun konuştuktan sonra, basma entarili bir kadın yanıma geldi. Anlaşılan gözleri pek göremiyordu. ??Nerede? Nerede???? diye sordu. Ben yanına gidince, kollarını boynuma doladı. Kalbinin attığını duydum. ??Senin ne dediğini anladığımı söylemek istiyorum. Benim Darülmuallimatta bir kızım var. O da hizmet edecek, sulh yapacaktır. Ben fukara bir çamaşırcı kadınım. Ona bu tahsili verebilmek için her gün çalışıyorum. O da bir gün hoca olacak. Senin konuştuğun gibi konuşacak?? dedi. İşte, Türkiye?nin geleceğini kurtaracak bir kadın vatandaş! Nihayet dedi ki : ??Benim oğlum Çanakkale?de öldü. Ağlamıyorum. İşimi bırakmıyorum. Çünkü kızıma tahsil veremem. Fakat, hep yeni harplerden bahsediyorsun. Çanakkale?de ölenleri hiç söylemedin.?? Göğsünden bir lira çıkararak ??Hilali Ahmer?in yaralılarına?? diye uzattı. Karşı karşıyaydık. Birbirimizin gözünün içine bakıyorduk. İkimizin de gözyaşları kalbimize akıyordu.O ana kadar Türkiye?nin geleceğine bu kadar iman ettiğimi hatırlamıyorum. Böyle bir unsur mevcut oldukça, memleketimiz için her türlü cefa ve fedakarlık azdır bile. ''
- ''Fakat biz savaş yapmaya mecburduk. Çünkü düşmanlar evimize kadar gelmiş, savaş istesek de istemesek de yurdumuzu yakıp yıkacaklardı. Niçin? Çünkü, bir veya birkaç siyaset adamı Yakın Doğu?nun haritasını değiştirmek hevesine düşmüşlerdi. Yunanlılar da kazanç ve zafer hırsına düşmüşlerdi. Fakat onlar da bunun neye mal olacağını görüyorlardı. Gerçi, henüz zafere kavuşmamışlardı, işin sonu da gelmiş değildi.''
- Gözlerindeki manayı delmek kabil olmadı..!
- Gamuşadi-yi felek böyle gelir böyle gider..!
- Hayatı gel içelim, içelim buseden kadehle..!
- Her an batacakmış gibi korkunç dalgalar üstünde giden hayat gemisi, zaman zaman bir sükun limanına giriyor..!
- + Erkekler ne olsa ihtiyarlamazlar. - O kadınların sevdiği erkek için.