Günah diye düşündüğün hata... Sevmek hiç bir zaman günah değildir. Sebeb-i vücudumuz bu... Biliyorum, bir şeyler söylemek istiyorsun. Evet, sevmenin de marazi tarafı olabilir. Fakat o da gelir, geçer... Ona galebe -üstün gelmek- senin elinde. İnsan cambaz olmak için vücuduna akla gelmeyecek marifetler yaptırıyor. Ruhuna da riyazetle, irade ile tahakküm edebilir. Emin ol bir gün bu perhiz, bu riyazetten dolayı insan mükafatını da görür. Gönlünün eski alevlerine, karlı dağdan volkan seyreden serin bir gönülle bakar.
Diğer Halide Edib Adıvar Sözleri ve Alıntıları
- Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi!
- Eğer Tevfik, meramını anlatabilseydi sanatın yazıda değil, her an değişen hayatta olduğunu söyleyecekti. Ve eğer para denilen şeyin kıymetini bilseydi bu fırsatta âdetâ zengin olabilirdi. Fakat kazancı bir elinden giriyor, bir elinden çıkıyordu.
- Milletler dostumuz, hükumetler düşmanımız olmuştu.
- Nefer iki sınıf, bir kısmı çocuk gibi nazlanıyor, herkesin kendisiyle meşgul olmasını istiyor. Şehit olmuş bir arkadaşın veyahut zabitin matemini yüksek sesle ağlayarak tutuyor. Öteki kısmı ziya gibi, göğsü açık, çok zaman kan içinde başının ay yıldızlı başlığı altında yanık ve kavi yüzü bir tablo gibi duruyor. Bu yüzde hiçbir şey değişmiyor, sabit ve sinirsiz gözleriyle öylece bakıyor.
- Başkumandanın hiç uyumadığını söylüyorlar. Dairesinde daima aynı parlak ışık, aynı gölgelerde hareket.
- Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi!
- Eğer Tevfik, meramını anlatabilseydi sanatın yazıda değil, her an değişen hayatta olduğunu söyleyecekti. Ve eğer para denilen şeyin kıymetini bilseydi bu fırsatta âdetâ zengin olabilirdi. Fakat kazancı bir elinden giriyor, bir elinden çıkıyordu.
- Milletler dostumuz, hükumetler düşmanımız olmuştu.
- Nefer iki sınıf, bir kısmı çocuk gibi nazlanıyor, herkesin kendisiyle meşgul olmasını istiyor. Şehit olmuş bir arkadaşın veyahut zabitin matemini yüksek sesle ağlayarak tutuyor. Öteki kısmı ziya gibi, göğsü açık, çok zaman kan içinde başının ay yıldızlı başlığı altında yanık ve kavi yüzü bir tablo gibi duruyor. Bu yüzde hiçbir şey değişmiyor, sabit ve sinirsiz gözleriyle öylece bakıyor.
- Başkumandanın hiç uyumadığını söylüyorlar. Dairesinde daima aynı parlak ışık, aynı gölgelerde hareket.