- ?Evet! Evren bir deneydi. Tanrı?nın bir deneyi. Ancak her şey yolunda gitmedi. Tanrı patladı ve parçaları her yere yayıldı. Buna big bang adı verildi. Bizim yapmamız gereken, her şeyi birleştirmek.Her şeyi ve kendimizi bir araya getirmek. O zaman Tanrı yeniden tek parça olacak. Şimdiki zayıflığımız bundan kaynaklanıyor. İyiliğin ne olduğunu biliyoruz ama iyi olamıyoruz. Çünkü içimizde Tanrı?nın sadece küçük bir parçasını taşıyoruz. İyilik ve kötülük çelişkisi buradan geliyor.Gücümüzün asla yetmeyeceği hayallerimiz var: erdem, yüksek değerler, sonsuz kardeşlik, insanlık barışı gibi. Ama birleşmediğimiz sürece ne yazık ki hiçbiri gerçekleşmeyecek.?
- İnsan âşık olunca, taş pırlanta olunca ölümsüzleşir.
- Dünya bir tezgâhtır. Tezgâhın hangi tarafında hayat olduğuysa ancak ölünce anlaşılır.
- "Sorarlarsa, "ne iş yaptın bu dünyada?" diye, rahatça verebilirim yanıtını: "yalnız kaldım. kalabildim! altı milyarın arasına doğdum. ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından."
- Ben sadece fazlasıyla ciddiye almıştım, küçükken babamın bana birini üzdüğümde söylediği o sözü."kendini karşındakinin yerine koy." Ve ilk başlarda bunu o kadar çok yapmıştım ki, bir gün dönüş yolunu yani "kendimi" bulamadım..
- "..ve kafam, il olma izni alabilecek kadar kalabalıktı."
- Dünya üzerinde durulmayacak kadar kaygan.
- Hızlı yaşadım.Ama genç ölmekten çok hızlı yaşlandım
- Yaşarken ölmeyi, ölerek yaşamayı sadece uykusuzlar bilir. Gözlerinin altında biriken her küçük torba gördükleri hayallerle doludur.
- Çünkü Oğuz Atay'ı da okudum. Seni de tanıdım... Diyebilirsin ki bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim... Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış on binlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri Başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi. Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum demek, seni kendimden çok biliyorum demektir. Bilmesem de öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve Belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir. ? Az, Hakan Günday (Sayfa 349)