- " Uyumadım. Pişman olmadım. Kendimden bile. Ben gerçektim.
Dünyanın en gerçek adamı! Bana ait bir gezegen bulana kadar insanlara ve kendime zarar vermeye devam edeceğim... " - Uykum geldi... "Umarım sabaha ölmüş olurum" diye kapattım gözlerimi, evdeki tek yatağın üstünde.
- " Bugün televizyonda ölenler biz değildik. Ne güzel !.."
- "İşte !" dedim. "Umut bu. Bir tekne. Başka bir şey değil.
Koca okyanusta devrilmeden yol almaya çabalayan bir tekne.
Sonsuzluğun dalgalarıyla savaşan bir ceviz kabuğu. Hepsi bu. Köhne bir tekne." - "Belki hayatımı kurtaramazsın. Ama ölümümü kurtarabilirsin..."
- " Şimdi, yaşadığımıza ve birbirimize dokunabilecek kadar yakın olduğumuza inanmanın zamanıydı. "
- " Senden çok hoşlandım Melis. Ve bilmeni isterim ki;
bunu uzun zamandır hiçbir kadına karşı hissetmedim. Yeni bir hayat kuruyorum kendime. Yeni bir hayat inşa ediyorum. Ve temelinde senin de olmanı istiyorum."
Sustum. Çok mu hızlı olmuştu ? " - " Tabî uykular çoğaldıkça kâbuslar da kendiliğinden gelmeye başladılar.
Uyanıkken ne kadar az geçmişi düşünüyorsam, gece o kadar çok hatırlıyordum. " - "Derda,Oğuz Atay'ı anlayamamış,ancak daha da ileriye gidip hissetmişti.Belki de oraya giden yol,anlamamaktan geçiyordu.Anlamayı sağlayacak anahtarlığa sahip olmamaktan."
- "Ama birden farkettim ki ne ben ne de bir başkası hiçbir yere ait değildi. Aidiyet bir kandırmacaydı küçük çocuklara anlatılan. Hiçbir yerde hiç kimse beklemiyordu hiç kimseyi."