- Bahçe kapısının üzerindeki büyük tabelayı görünce, adı umut olan ne çok şey var, diye düşündü Derda. Demek ki insanların sokakta yürürken, günde bir kez de olsa umut kelimesini bir tabelada okumaya ihtiyaçları var, deyip gülümsedi...
- Eskiden beni gerçekten sevmiş bir kadının sözleri aklıma geldi: "Daha çok erken, içme!" ve benim kendisine verdiğim yanıtı düşündüm. Hep aynı yanıt: "Şu an saat bir yerlerde çoktan gece yarısını geçti bile..."
- Kendimi defalarca buldum, defalarca kaybettim. Gerçek adımı hatılamıyorum. Kimliğimi bir çocuğa sattım. Çirkinleşmek için çok uğraştım. İsteyene ruhumu kiraladım. Vücudumdaki dikiş sayısını artık bilmiyorum. Hayatımı diktiler. Oysa yırtmak için çok uğraşmıştım.
- Gitmek istiyordum. Yıllar önce olduğu gibi. Yok olmak. Kelimelerini içtiğim büyük şairlerin "Kaybolup gitti" cümlesiyle biten hayat hikayelerine benzer biçimde yok olmak istiyordum. Benim için, "İzine rastlanmadı" densin istiyordum.
- Ülkesinden uzakta doğup büyüdüğü için dilini döndürememeyi kendine hak görenlerden hep nefret etmişimdir. Kesinlikle bir özrü yoktur, ağzı yaya yaya Türkçe konuşmanın. Bir insan ya bir dili konuşamıyordur ya da doğru aksanla konuşuyordur. Ortası yoktur!
Bizse sadece başka bir zamanın Türkçesini konuşuyorduk. Hepsi bu! İşimize yaramayan kelimelerden arındırdığımız Türkçe... - Hangi dinde deja vu yok, ben o dine inanacağım...
- ...Gülümsedim, o da mutlaka gülümsedi ama ben göremedim. Çünkü yüzü siyah bir peçeyle kaplıydı ve sadece gözleri açıktaydı. Çünkü masallarda Açıl susam, Açıl! diyenler, gerçek hayatta Kapan Kadın Kapan! demişti. Dünyanın öyle bir yerindeydik ki erkeklerin her biri kendini Ali Baba sanıyor, geriye kalan herkesin de Kırk Haramiler olduğuna inanıyordu. Anlatıla anlatıla, masal gerçek olmuştu.
- İnsanları çaresiz bırak iç organlarından roket yaparlar...
- Sayın seyirciler, bugün elimize geçen bir habere göre, Dünya olarak bilinen bir gezegende insanlar doğdu, yaşadı ve öldü. şimdi, sıradaki haberimize geçiyoruz.
- Ters gidebilecek her şey, önce mutlaka ters gitmeyecekmiş gibi yapıp sonra yedi kat ters gidiyordu.