- Fırsatı varken ağlamalı insan. Ele güne sergilenmeyecek duyguları olduğunu düşünmemeli. Sadece gözüne sabun kaçmış çocuklara bırakmamalı bu işi. Derdini anlatabilecek kadar ağlayabilmeli en azından. Ve önündeki yol yürüyebileceğinden uzun olsa da yürümeli o yolu, yürüyebildiği yere kadar. Sonunda perişan olacağını bilse de, zihni karmakarışık ve kalabalıkken kendisi yapayalnız kalacağını bilse de yürümeli.
- Ben gerçeğin peşindeyim. Bir çok insan gerçeğin peşinde. Ama onlardan bir farkım var. Onlar daha iyi yalan söyleyebilmek için gerçeğin peşindeler ben sadece gerçeğin peşinde olduğum için gerçeğin peşindeyim. Gerçekse nedir biliyor musunuz? Bartın Karabük yolunda satılan bir çilektir. Dünyanın en lezzetli çileği Bartın Karabük yolundaki Soğuksu Dinlenme Tesisleri'nde satılır.
- "Herkes güzel bir hikayenin konusu olabilir" demişti bir seferinde dedem. "Ama bu mutlu olacağı anlamına gelmez."
- Hikayeleri güzelleştikçe insanlar mutsuz olurlar.
- Şu üstünde tepinip durduğumuz dünyada bir avuç anlayışlı insan kaldı, her şeye çocukça inanmaya hazır bir avuç dürüst insan, o insanları da kandırmanın, kendimize benzetmenin yollarını arıyoruz. Kanayan kolmuş, arkadaş hatırıymış, ne fark eder ki? Amına koyayım böyle işin. Numunelik o insanlar, milyonda birler belki.
- "İçimde hiç kimsenin kapatamayacağı bir boşluk var." dedi. Yassı matarasından bir yudum alıp pencerenin önüne gitti, içindeki boşluğu dışarıda göreceği bir şeylerin kapatmasını bekler gibi hastanenin bahçesine bakmaya başladı.
- Birine ne anlatacağınızı uzun uzun düşündüğünüzde hiçbir şey anlatamaz olursunuz ya, birine ne anlatmayacağınızı uzun uzun düşündüğünüzde de öyle olursunuz. Sessizliğin ne kadar kuvvetli ve yaralayıcı bir şey olduğunu da belki en çok o zaman idrak edersiniz. En doğal haliyle. Kıyameti büyük bir gümbürtü olarak tasavvur ediyorlar ama bence sonsuz bir sessizlik olmalı. Kıyamet, dünyadaki büyün bu şamataya son verecekse eğer bunu ancak sessizliğin ezici gücüyle yapabilir. Her şeyi ezebilecek tek güç sessizliktir.
- İnsan babasını seçemez. İnsan ailesini seçemez. İnsan onlar yüzünden çekeceği acıları da seçemez. aslında insan hiçbir şeyi seçemez ama seçemedikleri arasında en çok bunlar üzer onu. O yüzden en iyisi unutmak ve çekip gitmektir. Sırf bu yüzden İsviçre'den Vietnam'a kadar bisikletle giden bir Fransız tanımıştım.
- Üçüncü sayfa haberlerinin neden üçüncü sayfada olduğu da ayrıca tartışılması gereken bir konu. Neden ikinci sayfa yahut dördüncü sayfa değil de üçüncü sayfa? Bu konuyu çok düşündüm. İkinci sayfa olamaz, çünkü her ne kadar çok merkezi bir sayfa da olsa, okunması en zor sayfalardan biridir. Baş sayfayı çevirdikten sonra, gazete katlanmadan okunuyorsa, ki büyük çoğunluk böyle okur, başın ve gözün alacağı konum bakımından sağ taraftaki sayfaları okumak sol taratakileri okumaktan daha kolaydır. Dolayısıyla kolay okunması için tek sayılı bir sayfa olması lazım. O zaman niye beş değil? Çünkü, beşinci sayfa çok içeride. Baş sayfadaki haberin devamını okumadan önce üçüncü sayfa haberlerinin bir soluklanma noktası olarak öngörüldüğünü düşünüyorum.
- İş işten geçtiğinde bütün mazeretler tedavülden kalkar, kıran ya da kırılan da piç gibi ortada kalır.