- İnsan bir an için bile çevresine dikkatle baksa cevabını bilmediği yüzlerce sorunun uçuştuğunu görür yanı başında. Bizimki gibi orta ölçekli bir ilçede bile insanın cevabını bilmediği milyonlarca soru dolaşıp durur boş sokaklarda, büyük şehirlerden hiç bahsetmiyorum. Ama bu soruları yineleyip durmanın da anlamı yoktur. Yeterince soru sorulmadı mı bugüne kadar, her şey yeterince sorgulanıp kurcalanmadı mı? Birileri de çıkıp şu tepemizde dolaşan katrilyonlarca sorunun üzerine iki kazık soru da biz ekledik demese, hatta yeter lan dese, o sorulardan en az bir-ikisine, insaniyet namına biz cevap veriyoruz dese, ne güzel olurdu değil mi?
- "Olsun, hatırlanmıyorum diye unutacak değilim."
- "Belirsizlik denen şeyin de arzular üzerinde keskinleştirici bir etkisi olur genellikle."
- İnsan ayrılınca değil, yeniden kavuşma ümitleri tükenince yıkılır. (s.160) Emrah Serbes / Deliduman
- Belki dersten sonra beş on dakika vakti olur, balkonda oturur çekirdek çitleriz, ice-tea içeriz. Sonra çıkarız, otobüs durağına kadar geçiririm kendisini. Otobüse biner, öğrenci kartını gösterir, otobüs hareket ettiğinde acaba hala durakta bekliyor muyum diye bakar, el sallarım, gülümser. Alçakgönüllü arzular işte, olduğu kadar.
- Dünyada iki kişi kalsak mesela, arar mıydı?
- "Kadınlara böyle şeyler söylersen seni terk ederler. 'Bana yeterince hitap etmiyorsun' demek gerekir kadınlara, 'şişmansın az ye' demek gerekir kırk beş kilo bile olsalar' bu aralar biraz yalnızlığa ihtiyacım var lütfen çok üstüme gelme' demek gerekir, 'ama sen benim ideallerime mani oluyorsun buna hakkın yok' demek gerekir, 'ne yapayım elimde değil annemi yine çok özledim' demek gerekir. O zaman sana aşık olurlar. Sende aşık olunacak bir şey kalmadığında, imkansız aşkı yaşamak için."
- "Belirsizlikten, umutların bir tükenip bir tazelenmesinden usanmıştım çünkü."
- Sonuçta sevilen her kadın güzel bir şarkıdır, bütün sözlerini hatırlayamazsın belki ama melodisi aklında kalır.
- Ömrümüzü yaptığımız yanlışlardan geri dönmekle harcamıştık ama hayatı hala ilerlenecek bir şey olarak görüyorduk. İnsandık çünkü biz, budalaca zaferlerimiz vardı hiç bir işe yaramayan ve bilgece yenilgilerimiz vardı bizi birbirimize daha sıkı bağlayan kederle. Kendi içimizde korkunç mücadeleler vermiştik, kendi iç savaşlarımızın gazisiydik hepimiz, kendimize yenilip kabul etmiştik kendimizi ve kendimize boyun eğmiştik. şimdi hiç kimseye boyun eğmeyecektik.