- Oysa aşk, doğum ve ölüm kapısının ortasında yaşayan en hakiki geçittir. Bu geçitten, asla arkaya bakılmaz! Asla, ileriye bakılmaz! bu geçitte bütün zamanların hükmü biter. Aşkın kendi zamanı başlar ve bu zaman ileriye, geleceğe doğru değil, içeriye, derinlere doğru işlemeye başlar.
- Asla çözemediğim kurallarıyla
beni hep dışına sürükleyen hayata
yeniden tutunmaya çalıştığım tek yerin
size duyduğum bu derin aşk olduğunu
bilmediniz hiç. - Yalnızsınız. Bilseniz ne kadar suçluyum bunun için. Ne olur affedin beni: Böyle büyük bir aşkla severek, size en büyük acımasızlığı ben yapıyorum. Affedin beni.
- Oysa seni bir dine bağlanır gibi değil, kendi özgürlüğümü sever gibi seviyorum...
- Yalnızım...Bunca acı,tek bir söze nasıl sığabiliyordu...
Aldım bu sözü dudaklarınızdan,saplayıp kalbimi onunla parçaladım... - Kapat gözlerini ve bana bak: Ben diye, ne varsa gördüğün; işte o senin yokluğun!..
- - Yüzünü taşıyorum içimde günlerdir; herkesin ilk aşkına benzeyen yüzünü...
- Anlıyorum ki meğer aşklar bile, yaşanan hayatlara kurguluymuş, en dayanıklı sanılan aşk yüzleri bile, yoksul bir ilkokul arkadaşının evini savunurken alıp başını gidiyormuş. Meğer; her zaman, her yerde, her durumda yokmuş yüzünün karşılığı... - Önce kolunu çekerdin başımın altından, sonra sırtını dönerdin. Usulca sarılırdım sana arkandan, seninle ya da sensiz geçen yılların hasretiyle... Ardından yavaş yavaş kollarımın arasından sıyrılırdın... Yıllardır taşımaktan yorulmadığım hasretin, tenimden tenime akan o ateş, ağır gelirdi bedenine... Uyuyamıyorum, nefes alamıyorum, lütfen sarılma, derdin... Yatağın bir ucuna sığınmış bedeninden kovulmak, hayatından kovulmak gibiydi benim için. Sığındığım, soluk aldığım tek cennetten kovulmak gibiydi. Beni uykunda terk etmen, gerçek hayatta terk edişinden bile ağır gelirdi. Yanıbaşındaki sensizlik, o rutubetli evimdeki, o baştan ayağa sen olan evimdeki unutulmuşluğumdan çok daha ağır gelirdi.
- Aslında kendine güvenli bir kıyı arayan odur. Ama siz onu böyle görmek istemediğiniz için, onun için okyanuslara hep geç kaldığınızı hissedersiniz.
- Aslında kendine güvenli bir kıyı arayan odur. Ama siz onu böyle görmek istemediğiniz için, onun için okyanuslara hep geç kaldığınızı hissedersiniz.