- Bazı kitaplarda "sizi seviyorum" u okuyunca gülerim. Sanki "siz" sevilirmiş! "Sen" sevilir, değil mi?
- Her şeyi birden görmeye kalkarsak hiçbir şey göremeyiz.
- İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri, olamadıkları "kişi"yi anlatırlar.
- Taksim demişler buraya. Yollar ayrılıyor diyedir.
- Kadınların neden evlendiklerini anlıyorum: Yalnız kalabilmek için.
- Hep ölçülü-biçimli mi davranmak gerek? Kim demiş?
- ''Herkes onun gibi değil miydi? En az umutlanmaları gerektiği zamanlar en çok umarlardı.'' (Sayfa: 23)
- ''Yoksa her şey ben olmadığım zaman, benim olmadığım yerde mi oluyordu?'' (Sayfa: 11)
- ''Çevresine bakındı. Yoktu. Oturma odasını da aradı. Orada da yoktu. Bunca lüzumsuz eşya vardı da, neden en gereken, bir sigara küllüğü yoktu. Kadınlar da böyleydi. Dünyada gereğinden çok kadın vardı ama, yalnız bir teki yoktu.'' (Sayfa: 96)
- Okuldan suratımda çürükler, tırnak yaralarıyla döndüğüm günler babam, "Görürsünüz, adam olmayacak bu çocuk," derdi. Konuşmazdım. Sevinirdim. Babam adamsa ben olmayacaktım. "Büyüyünce bıyık bırakmayacam" derdim kendi kendime. Ertesi gün daha çok dövüşürdüm. Ötekiler benden yıldılar. Öğretmenler babama yazarlardı. İyi ki okumamı istemiyordu. Yoksa ona inat okumazdım. "Okuyup da ne olacak? İş adamı olmalı," derdi. Teyzem ona çıkışırken, ben iş adamı olmamaya karar verdim. Bazı kere teyzem bana büyüyünce ne olacağımı sorardı. "Bilmiyorum," derdim. "Komisyoncu olmayacam ben." Gülerdi. Başını sallar, "Sen," derdi, "bu kötü adamın yüzünden azap çekeceksin." (Sayfa: 121)