- ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde, sözle, yazıyla, resimle ya da susarak..
- Bunca lüzumsuz eşya vardı da neden en gereken bir sigara küllüğü yoktu. Kadınlar da böyleydi. Dünyada gereğinden çok kadın vardı ama yalnız bir teki yoktu.
- Çevresine bakındı, yoktu. Oturma odasını da aradı, orada da yoktu. Bunca lüzumsuz eşya vardı da neden en gereken bir sigara küllüğü yoktu. Kadınlar da böyleydi. Dünyada gereğinden çok kadın vardı ama yalnız bir teki yoktu.
- bunca lüzumsuz eşya vardı da, neden en gereken, bir sigara küllüğü yoktu. kadınlar da böyleydi. dünyada gereğinden çok kadın vardı ama, yalnız bir teki yoktu.
- Yoksa her şey ben olmadığım zaman, benim olmadığım yerlerde mi oluyordu?
- Yaman adamdı bu dilenci. İnsanların işten dönerken ucuza huzur satın aldıklarını biliyordu.
- " İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri, olamadıkları "kişi"yi anlatırlar.."
- -Şu kadının dokuz çocuk doğurduğuna, dördünün erkek beşinin kız olduğuna, erkeklerden ikisinin öğretmen, ikisinin mühendis olduğuna bahse girer misin?
-Neyine
-Sokak ortasında bir öpücüğüne. Bildiysem ben seni öperim; bilemediysem sen beni.
-Olmaz (yaşlı kadın yanlarından geçti. ) giremem.
-Neden?
-Döverler bizi.
-Doğru. Evlerinden fırlarlar, üstümüze çullanırlar, döverler bizi. Ne yaparsak onlardan korkacağız. Korkmadık mı kötü! - "İpi boynuna geçirdi ; düzeltti. Tam o sıra dışarıdan bir kaç arabanın korna seslerini duydu , başka araçlar da katıldılar buna ; kornolar , tren düdükleri , fabrika düdükleri arasız, kesintisiz ötmeye başladılar.Neydi bu?Kulakları mı uğulduyordu?Yoksa dışarının başkalarının bir çağrısı mıydı? Yüzünü buruşturdu.Sağdı daha, her şey elindeydi.İpi boynundan çıkarabilir, bir süre daha bekleyebilir, kaçabilir, karakola gidebilir, konağı yakabilirdi.Dayanılacak gibi değildi bu özgürlük.Ayaklarıyla masayı itip aşağı yuvarladı ; bir boşluğa düşerken durdu. Gözleri ağzı açık , bacakları gerilerek , çırpınarak sallanırken kollarını kaldırıp başının üstünden ipi tutmaya uğraştı.(Ne oldu? Yapmayı unuttuğu bir şeyi mi anımsadı birden? Ya da yeryüzünde tek gerçek değerin kendisine verilmiş bu olağanüstü yaşam armağanını , korumak her şeye karşın sağ olmak , direnmek olduğunu mu anladı giderayak? Yoksa bilinçsiz canlı etin ölüme kendiliğinden bir tepkisi miydi bu? )Başı öne doğru eğiliyordu.Kolları iki yana sarktı.Donunun sol paçasından fildişi renginde koyuca bir sıvı aktı uzaya uzaya ; dizine yakın bacağındaki kıllara bulaşarak ardarda yatağın üstüne düştü ,yayıldı.Yukarıdan , sallanırken tahtaya sürtündüğü yerden ip çatırdadı... "
- Oda bozulmuştu ; kadın gelmezdi artık.