- ''Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi.''
- ''Ne yamansınız dökme kalıplarınızla; birşeyi onlara uydurmadan rahat edemezsiniz.'' (Sayfa: 10)
- ''Ağaç dalındaki, gövdeden ayrılma eğilimini fark ettin mi bilmem? Hep öteye öteye uzar. Gövdenin toprağa kök salmış rahatlığından bir kaçıştır bu. Özgürlüğe susamışlıktır.'' (Sayfa: 127)
- ''İnsanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. Doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. Ama yapışıp kalıyor ona. Onsuz olamıyor.'' (Sayfa: 101)
- ?Kadınların neden evlendiklerini anlayabiliyorum: Yalnız kalabilmek için.?
- ?Elbet sana da bakacağım. Kaşlarını çatıp dudaklarını ıslık çalar gibi uzattığın zaman. Gözlerini kaldırdığında birbirimizi göreceğiz. Biliyorum mavi gözlüsün.?
- ?İki çeşit içen vardır. Biri, benim gibi, kurtuluşu içkiden beklemenin utancıyla içer. Bir de şu çevredekilere bak. Bunlar neden içiyorlar? Toplum içinde yaşamanın baskısını, yükünü hafifletmek için??
- Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu? s.72
- İnsan hasta oldu mu kendi etinin bilincine çok daha varıyordu. Belki onları toplum içinde yaşatan hastalık bilinciydi. s.29
- Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu? |Yusuf Atılgan. Aylak Adam