- " İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri, olamadıkları 'kişi' yi anlatırlar. "
- " Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. "
- " Günlerin adı, sürelerince yaşanılan olayların değerine göre değişebilir. "
- " İki insan ayrıldıkları zaman birbirlerinde bir şeyler bırakıyorlardı. "
- " Üzgünüm. Haydi uzat ellerini, somurttuğum zamanlar yaptığın gibi, yanaklarımı tutup ger de güleyim. "
- Sabahları geç kalkmaya alışmış bir insan, bir gece yatarken, "Yarın erken kalkmam gerek" diye düşünüp ertesi sabah istediği vakitte uyanınca nasıl şaşarsa o da saatine bakınca öyle şaştı. Dörde beş vardı.
- İnsan geçmiş bir olayı kafasından kazıyıp attığını sanıyor. Değil. Tortuya benzer bir kalıntı var.
- Birden kaldırımdan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi.
- İnsanların geleceğini bedenlerinin, yüzlerinin biçimi düzenler.
- Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?