- İspanya?da Trappe tarikatından olan papazların, içlerindeki her türlü korkuyu yok edebilmek için tabutlarda uyumaları gibi, Tolstoy?da her gün iradesini kullanarak yaptığı sürekli egzersizlerle, kendi kendine telkinde bulunarak, hiç ara vermeden ölümden korkmadan, hiç durmadan ölümü düşünmeye zorluyor kendini.
- İlk saatinden son saate kadar Tolstoy kendi hayatı başında nöbet tutmuştur. Görevinin kölesi olan sert bir Prusya astsubayı gibi, kendine uyguladığı disiplinin kölesi olarak, kusursuzluk yolunda ilerleyebilmek için, azarlarla, tehditlerle ve acımasız dipçik darbeleriyle tembelliği ve gevşekliği kendinden uzaklaştırmaya çalışmıştır.
- Kusursuzluğa ulaşabilmek için, İncil?in istediği gibi, karısını ve çocuklarını terk etmesi, kutsallığa ulaşabilmek için de mülkiyet ve kazançtan vazgeçmesi gerekiyor. Daha sonra 1897?de bir kere daha evden kaçmış ve vicdanının ona verdiği emri bildiren şu ölümsüz mektubu bırakmıştı karısına: ?Kaçmaya karar verdim, çünkü ilk olarak, yaşım ilerledikçe artan bir kuvvetle özlüyorum.
- Eserlerinin haklarından vazgeçmek için yaptığı her girişim, hatta ölümden sonrası için bile olsa, ailesinin en şiddetli itirazlarıyla karşılaşmıştır; o ise bu karşı koymayı yenemeyecek kadar zayıf ve aslında çok insanca davranmıştır. Kendi evinde onu gözetlediklerini ve dikkatle izlediklerini hissettiği için, seksen iki yaşındaki bu ihtiyar atına biniyor, ormanda, bir ağaç kütüğünün üzerinde çağımızın en dramatik anı Tolstoy, üç tanığın ve sabırsızlıkla burunlarından soluyan atların önünde, kendisi öldükten sonra da isteğine ve iradesine geçerlilik ve otorite kazandıracak kağıdı sonunda imzalıyor.
- Temiz yalansız ve kusursuz bir şekilde ölebilmek için yapılan bu mücadele, barışa ulaşamayan bu yetmişlik adamın gerçeğe ulaşmak için sürdürdüğü savaşta son ve kesin, aynı zamanda en acı meydan savaşı halini almıştır, çünkü kendi kanına, kendi kanından olanlara karşı savaşması söz konusudur burada. Malından mülkünden kesinlikle ve geri dönülmesi mümkün olmayacak şekilde vazgeçmesi. Tıpkı son ve korkunç düşmanını sürekli bir geri çekilme stratejisi ile yeneceğini uman Kutuzov gibi, Tolstoy da, servetinden kesinlikle vazgeçmeyi hep korkuyla ertelemiş ve vicdanının elinden kurtulabilmek için de ?hareketsiz kalmanın bilgeliğine? sığınmıştır.
- '' Zira yaratıcı, erkeklerin duyularını bir şekilde ters programlamıştır, öyle ki kadınlardan her zaman onların verebileceklerinin tersini beklerler,biri kolayca bedenini sunuyorsa bunu teşekkürle karşılamak yerine , sadece masumiyeti bağlılıkla sevebilecekmiş gibi davranırlar. Fakat bir kadın masumiyetini savunduğu zaman da koruduğu şeyi elinden almak için çıldırırlar. Böylece erkeğin hiçbir talebi , içindeki ikililiği doyuramaz,dolduramaz; bu sonsuz karşıtlık oyunu,tenle ruh arasında gidip gelir... ''
- ...bütün acılar korkaktır, yaşama karşı duyulan aşırı arzu karşısında acı geriler; çünkü yaşama arzusu, düşüncelerimizde var olan ölüm arzusundan çok daha güçlü şekilde bedenimizin her zerresinde mevcuttur.
- Ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.
- "... çünkü daracık hayatları olanlar, kapılarının önüne gelen her yeni karşısında meraka kapılırlar..
- "... Kelimelerim seni korkutmasin; ölmüş olan biri artık hiçbir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez."