- "Eski günlüklerimden birini okurken, birden belleğimin ne kadar donuklaştığını, tehlikeli ve hastalıklı derecede donuklaştığını hissettim. İçsel yaşantılarımı sözcüklere dökerek kaydettiğim şeyler, birer sözcükten, unutulmuş yabancı şeylerden başka bir şey değil artık; belleğimin derinliklerini ne kadar karıştırırsam karıştırayım, o insanların yüzleri bir türlü aklıma gelmiyor. Benim her şeyi yeniden yaşamak için duyduğum bu hırsın nedeni, belki de geçmişteki şeylere sahip olamamam, her şeyin bir ölçüde akıp gitmesi ve hayatımın, herhangi bir şeyle beslenmezse kuruyup gidecek olması."
- "Eski günlüklerimden birini okurken, birden belleğimin ne kadar donuklaştığını, tehlikeli ve hastalıklı derecede donuklaştığını hissettim. İçsel yaşantılarımı sözcüklere dökerek kaydettiğim şeyler, birer sözcükten, unutulmuş yabancı şeylerden başka bir şey değil artık; belleğimin derinliklerini ne kadar karıştırırsam karıştırayım, o insanların yüzleri bir türlü aklıma gelmiyor. Benim her şeyi yeniden yaşamak için duyduğum bu hırsın nedeni, belki de geçmişteki şeylere sahip olamamam, her şeyin bir ölçüde akıp gitmesi ve hayatımın, herhangi bir şeyle beslenmezse kuruyup gidecek olması."
- "Perşembe 17 Ekim. Bu anlamsız günlerin üzerine bir çizgi çekiyorum. Hayatım, anılarla beklentiler arasında bir gölge gibi gidip geliyor. Beni dehşete düşürüyor bu."
- "Bir karabasan sanki bu! İnsanlardan hiç hoşlanmıyorum, her biri bir peygamber ve kâhin, onlarsız olmak istemiyor kimse. Şimdi çalışmaktan başka yapacak bir şey yok ama ne çalışabilirim, beni kurtaracak olan nedir?"
- "Halk ne kadar da budala ve gazeteciler nasıl da onların beyinlerini düzenlemesini biliyorlar. Hepsi uzun zamandır aynı biçimde saçmaladılar, hem de her şeyin kendilerine hazır sunulduğunun farkında olmadan."
- "İstemeden saldırganlaşıyorum. İnsanların arasına karışmamalıyım, yalancılıklar beni çileden çıkartıyor."
- "İnsanlara karşı duyduğum tiksintiyi tanımlamak olanaksız; herkesten kaçıyorum."
- Bütün yontulmamış varlıklarda olduğu gibi onda da gülünç bir kendini beğenmişlik vardı.
- Yakınında kültürlü bir insan hissettiğinde, kabuğuna çekiliyor; böylece hiç kimse ondan aptalca bir söz duymuş ya da kültürsüzlüğünün sınırsız derinliğini keşfetmiş olmakla övünemiyor.
- Yeryüzünde hiçbir şey insan ruhuna hiçlik kadar baskı yapamaz.