- Kendimizi asla aşamayız. Yaratıcısında olmayan yaratılanda da mevcut değildir. 76
- Kendi şahsında konuşan kişi hiç de kendi iç yüzünü yansıtmıyordur. Ona bir maske verirseniz doğruyu söyleyecektir. 77
- Sabahleyin erkenden kalkıyorlar, çünkü yapacak pek çok işleri var; akşamleyin de erkenden yatıyorlar, çünkü düşünecek hiçbir şeyleri yok.
- İyi etki denen bir şey yoktur ki, Bay Gray. Etki denen şey tümüyle ahlaka aykırıdır, yani bilimsel yönden ahlakdışıdır" "Neden?" "İnsanın birini etkilemesi demek ona kendi ruhunu vermesi demektir de ondan. Bu insan kendi doğal düşünceleriyle düşünemez artık, kendi doğal ihtiraslarıyla yanmaz. Erdemleri sahici değildir. Günahları - günah diye bir şey varsa eğer - ödünçtür.
- Aşklar tekrarlarla yaşarlar ve bu tekrarlar arzuyu sanata dönüştürürler. Bununla beraber, bir insan her aşık olduğunda ilk kez sever. Kişilerin değişmesi tutkunun biricikliğini etkilemez, sadece şiddetlendirir. Hayatta olsa olsa tek bir büyük deneyimimiz olur; hayatın sırrı da işte bu deneyimi mümkün olduğunca sık yaşamaktır.
- Bizim neslimizde cesaret tükenmiştir. Belki de hiçbir zaman ona sahip olamamıştık. Toplumun ahlaki kaideler üzerinde sürdürdüğü zulüm ve Tanrı'nın dinin gizleri ile yarattığı korku... İşte bu ikisi bize hükmeden şeydir.
- Yaşamanın amacı kişinin kendisini geliştirmesidir. Doğamızının gereğini kusursuz olarak gerçekleştirmek: İşte herbirimizin burada olmamızın nedeni budur. Oysa şimdilerde insanlar özbenliklerinden korkuyorlar. Görevlerinin en yücesini, yani kişinin kendi özbenliğine olan görevini unutmuşlar. Hayırseverliklerine diyecek yok. Açları doyuruyor, dilencileri giydiriyorlar. Gel gör ki kendi ruhları aç, çıplak. Soyumuzda cesaret diye bir şey kalmamış. Belki de hiçbir zaman yoktu. Toplum korkusu -ki ahlakın temelidir-, bir de dinin püf noktası olan Tanrı korkusu: Bizi yöneten iki şey işte bunlar.
- "...Çağımızın acıya karşı gösterdiği yakınlıkta son derece hastalıklı bir şeyler var. İnsan yaşamın rengine, güzelliğine, yaşam sevincine yakınlık göstermelidir. Yaşamın cerahatli yaralarından ne kadar konuşmazsak o kadar iyi bence."
- "Olağan insanlar hayal gücümüzü etkileyemezler. Çağlarıyla sınırlıdırlar. Onları kalıplarından çekip çıkaracak hiçbir büyü yoktur. Şapkaları gibi kafalarının içini de ezbere biliriz. Kolayca bulabiliriz onları. Hiçbirinde gizem yoktur."
- Vücut bir kez günah işledikten sonra onunla ilişiğini keser, çünkü eylem bir nevi tasfiyedir. Geriye hazzın hatırasından yahut pişmanlığın lüksünden başka hiçbir şey kalmaz. Günahın cazibesinden kurtulmanın tek yolu, ona teslim olmaktadır. Buna direnirseniz, işte o zaman ruhunuz, kendisine yasak edilen şeylere duyduğu hasretten ve canavarca yasalarıyla kendilerini dehşetli ve gayrimeşru kılan isteklerin özleminden hasta olacaktır. Dünyadaki her büyük olayın, zihinlerde olup bittiği hep söylenir. Büyük günahların gerçekleştiği yer de yalnızca kafanın içidir, yalnızca orası.