- Hayatın kendisi kaostan ibaret...
- Birçok insan, hayatın düzyazısına çok yoğun şekilde yatırım yaptığı için iflas eder. Kişinin şiir ile kendini harap etmesi bir onurdur. (Syf.48)
- Aşklar tekrarlarla yaşarlar ve bu tekrarlar arzuyu sanata dönüştürürler. Bununla beraber, bir insan her aşık olduğunda ilk kez sever. Kişilerin değişmesi tutkunun biricikliğini etkilemez, sadece şiddetlendirir. Hayatta olsa olsa tek bir büyük deneyimimiz olur; hayatın sırrı da işte bu deneyimi mümkün olduğunca sık yaşamaktır.
- Genç kral; " Burası özgür bir ülke, sen de hiç kimsenin kölesi değilsin." dedi.
" Savaşta..." diye karşılık verdi dokumacı, " Güçlüler güçsüzleri köle yapar. Yaşayabilmek için çalışmak zorundayız, ama bize öyle düşük ücret ödüyorlar ki ölüyoruz. Bütün gün onlar için çalışıyoruz, onlarsa kasalarını altınlarla dolduruyorlar; oysa bizim çocuklarımız zamanından önce solup gidiyorlar; sevdiklerimizin yüzleri sertleşip çirkinleşiyor. Üzümleri biz eziyoruz, şarabı başkası içiyor. Darıyı biz ekiyoruz, ama bomboş olan bizim soframız. Kimsenin görmediği zincirlerle bağlıyız; herkes bize özgür dese de bizler birer köleyiz. " - İyi etki denen bir şey yoktur ki, Bay Gray. Etki denen şey tümüyle ahlaka aykırıdır, yani bilimsel yönden ahlakdışıdır"
"Neden?"
"İnsanın birini etkilemesi demek ona kendi ruhunu vermesi demektir de ondan. Bu insan kendi doğal düşünceleriyle düşünemez artık, kendi doğal ihtiraslarıyla yanmaz. Erdemleri sahici değildir. Günahları - günah diye bir şey varsa eğer - ödünçtür. - Sevgi denen duygu, gerçekten şaşırtıcı. Zümrütten değerli, sedeften alımlı. Ne inci, ne de nar tanesi onunla boy ölçüşebilir. Pazarda satılmaz. Tüccarların alıp sattığı bir mal değildir sevgi. Altınla da tartılamaz.
- Zaman zaman, acılarımın sona ermeyeceğini düşünmek beni sevindiriyordu; ama onların anlamsız oluşlarına katlanamıyordum. Şimdiyse, benliğimin uzak köşelerinden bir ses bana, dünyada hiçbir şeyin, hele acının, anlamsız olmadığını söylüyor. Benliğimin uzak bir yerinde, ıssız bir yerdeki define gibi, gizli olup bana böyle söyleyen şey, alçakgönüllülüktür.
- "Benim tanrılarım, elle yapılmış tapınaklarda otururlar; kendi deneyimlerimin meydanında benim inancım olgunlaşıp yetkinleşti, çünkü cennetlerini bu dünyaya yerleştirenlerin çoğu ya da hepsi gibi bende onda yalnızca cennetin güzelliğini değil, cehennemin dehşetini de buluyorum. Aklımdan din geçtiğinde ise, inanamayanlar için bir mezhep kursam iyi olurdu diye düşünüyorum."
- İnsan, düşmanını seçerken ne kadar dikkatli olsa azdır. Benim bir tek bile ahmak düşmanım yoktur. Bütün düşmanlarımın zihinsel yetileri güçlüdür, bu nedenle de benim değerimi iyi bilirler...
- Ben birini çok seversem; onun adını kimselere söylemem. Bu, onun bir parçasını teslim etmek demektir...