- Bizim neslimizde cesaret tükenmiştir. Belki de hiçbir zaman ona sahip olamamıştık. Toplumun ahlaki kaideler üzerinde sürdürdüğü zulüm ve Tanrı'nın dinin gizleri ile yarattığı korku... İşte bu ikisi bize hükmeden şeydir.
- Gönlündeki aşk dudaklarında kahkaha olup titreşiyordu.
- "Sevgili küçük kırlangıç!" dedi prens; "Bana olağanüstü şeyler anlatıyorsun ama her şeyden olağanüstü olan insanların çektiği sıkıntılardır. Sefalet kadar büyük bir giz yoktur. Şehrimin üstünde üç küçük kırlangıç ve orada gördüklerini anlat bana!"
- Yaşamanın amacı kişinin kendisini geliştirmesidir. Doğamızının gereğini kusursuz olarak gerçekleştirmek: İşte herbirimizin burada olmamızın nedeni budur. Oysa şimdilerde insanlar özbenliklerinden korkuyorlar. Görevlerinin en yücesini, yani kişinin kendi özbenliğine olan görevini unutmuşlar. Hayırseverliklerine diyecek yok. Açları doyuruyor, dilencileri giydiriyorlar. Gel gör ki kendi ruhları aç, çıplak. Soyumuzda cesaret diye bir şey kalmamış. Belki de hiçbir zaman yoktu. Toplum korkusu -ki ahlakın temelidir-, bir de dinin püf noktası olan Tanrı korkusu: Bizi yöneten iki şey işte bunlar.
- Ruhun korkunç bir gerçekliği var. Alınabilir, satılabilir, üzerinde pazarlık edilebilir. Zehirlenebilir de, düzeltilebilir de. Hepimizde bir ruh vardır. Biliyorum ben bunu.
- Başkaları alır diye korkmasak çoktan atacağımız bir sürü şey var.
- Kisinin kendini suclaması doyum verici bir lükstür. Kendimizi sucladıgımız zaman baska kimsenin bizi suclama hakkı olmadıgını hissederiz. Kisiyi günahlarından arındıran itiraf etmektir,yoksa günah cıkaran papaz degildir.
- Kişi felaketlere dayanabilir, felaketler dışarıdan gelir ve kazadırlar. Ancak, hatalar için acı çekmek- işte bu, hayatın en acı yanıdır!
- Mağara adamı gülmesini bilseydi tarih çok daha başka olurdu.
- Ömürlerinde tek bir kez sevenlerdir asıl sığ olanlar.Onların vefa,sadakat diye adlandırdıkları şeyi ben, ya alışkanlık verdiği rahatlığa ya da hayal gücünün yokluğuna bağlarım.