- Saklamışlar onlar da; arzu nesnelerinin biz olduğunu üstelenerek, sevginin bir tehdit ve eliaçıklık olarak doğruya yöneldiğini yineleyerek... Şaşkınlık yalnızca bu geriye dönük şimdilenmede; Ah! Onların olmayan mavilere sığınmış delikanlıların dökük saçlarından taşan haz kırıntıları...
- Nasıl'ı, nasıl niçine çevirmeli, ayırdetmeli gelmeyenleri hep gidenleri olanlardan; suyu karadan?
- Kov karaduygulu olasılığı bilincinin gücüyle
biçimleri kesikler yaratmadan tininde - Sonra kendi yaratımız saydam ağaçlarda
gizleniyorduk.
Dönüyorduk şiddetle az zaman geçince girdap
acımasızlığı aşağı hızla orada olana çekiyordu.
Neşe olmayanı biriktiren o alanın bir yerine
endişeli adımlarla iliştik. - Yaşamını bir çocuk başı gibi görüyor o,
Ve yazgısı saçlarını karıştıran yönü belirsiz esinti. - Akıyor su uz saydamlıklar karında,
Dirimi deliyor, zamanını ılımın ...
Bu deniz, bu gök ...
Bize çok, zor yine buluşmak! - Yabancıların en yakınıydın sen!
- Yükleyip çarkın tüm zamanlarını ve cam kırıklarını
bir karavelaya ay rengi,
yelkenlemeyi körpe bir kıtaya ve
ulaşmak yıldız topacına babafingodan savurduğumuz
sonsuz altın örgü bir kaytanla,
is
te
mez
miy
dik? - Ey, yüzleri
bir babakuş gölgesine
çakılmış olanlar,
Üzgün adım, ileri marş! - Şimdi'si yitik diziyor
diziyor notalarını,
göğe ışık üzerine boncuklarını,
ucuza getiriyor varlığını
sonsuzun sessizliğiyle
sonlunun gürültüsü arasında,
O bitirince kıyısında gezindiği
yol çöküyor. ..