- Geliyorlar, bu evde doğan yeni bir ölümü görmeye; koşarak, düşe kalka yuvarlanarak, sürünerek... Nasıl olursa olsun; görmek için bu eski dostların yeni cesetlerini ve göstermek için kendi dirimlerinin kıvılcımlarını geliyorlar! Uyuyan arzunun düşün imgelemenin anlağın belleğin leş kokularını duymaya geliyorlar. Ölüm sessizliği, toz ve küf kokan evden ayrıldıklarında seviniyorlar canlıyız diye.
- Azımsanmayacak kadar ölmüşüm!
Azımsanmayacak denli ölüyüm! - Şiir, dairesel bir labirentte yeşil merkezden dağılan ana yolları kesen kısa keçi yolları açmaktır; üzerinden kurtlar da aşırır, tilkiler de... Sıçrama, uzun yolları kesmek amacı, çembere ulaşma duygusu ve "hasta olmayan hayvana" duyulan özlemle gerçekleştirilir.
- Başkaldırmış düşünce bedenin aşık olurluğundan başka ne?
- Beden kaç atom barındırıyorsa o kadar da anlam ve sembol taşır. Hücrelere çok önceden / her zaman / zaten işlemiş, işlenmiş sözcük ve arzu.
- Ölüm, yaşayabilmek için sonsuzca kaçındığımız, ama sözcükleri yaşatabilmek için kucak açtığımız...
- İnsan güneşle arasına bir kitap koymalıdır.
- Yıllarca ölüme yürüdük
Sağlam bir su üzerinde. - Herkes evinin önündeki çölü süpürmelidir, içerideki çölü dışarıdan sızmış olarak görüyorsa, beklesin, ağır ağır aksın kum tanecikleri, biriksin ve dışarının çölüne bitişsin, o zaman herkes yine evinin önündeki çölü süpürmeyi sürdürebilir.
- Kafka, insan vücudundaki karanlığı görmüştü yalnızca, ışığı, aydınlığı gözden kaçırmıştı.