- ?İsli yağlı bir kara katran bütün vücudunu yaktı,bütün yolların tıkalı olduğunu fark etmek içini bulandırdı.?
- ?Korku dağları beklerken düğüm düğüm üstüne.Ukde ber ukde .İçine bir düğüm daha atıldı.Kördüğüm oldu açılmadı.?
- Bu kadar katışığın arasında Âdem eğri ile doğruyu birbirinden ayırabilsin diye, Yaratan, aklı yarattı. Diri ve parlak bir varlıktı. Onu Âdem'in başına koydu. Lakin bir manası da düğüm olan akıl, kendi kendisiyle sınırlıydı. Kavrayamadığını reddediyordu. Bunun üzerine Kalpleri Sağlam Tutucu, kalbi yarattı, Âdem'in göğsünün sol yanına bıraktı. Kalp, aklın çıkmadığı yücelere çıkacaktı. Akıldan daha diri, daha parlaktı..
- gözüme çarpan, beni benden alan sözler, altını çizdiklerimden bazıları: - içinden şiirsiz geçilemeyecek kadar derin gözleri vardı - sırtımda alev gömlek, hattat içim yanıyor. oysa hattat dışarıda kar yağıyor. - hattat biliyorsun değil mi hiçbir şey gözyaşından daha temizleyici ve arıtıcı değildir. - anlat hattat, 'yağmurun karşılıklı yağdığını' anlat. ama hattat güzelliğin alışıldık bir şeye dönüşmesine müsaade etmeyelim. - anlatmasam aşkım beni yok ediyor. anlatsam, ben aşkımı.. - yaz dedi, bütün mutluluklar birbirinin aynı. ama mutsuzluklar birbirine uymuyor ve acılar birbirine benzemiyor, benim ne kadar acı çektiğimi yaz ama bu acıları hak etmediğimi - nihayetinde her şarkı kendi sonuna kadar vardı. - bıkmadan ve usanmadan bütün kapıları çalmakla bir gün çok güzel bir şeye dönüşebileceğimizi biliyorum.. - denizlere, yüzmesini bilmediğim denizlere dalmak istemiyorum artık.. - bülbül çoktur, demişti küçük esmer kız, gül ise tek. bülbül kırılır, demişti, dökülür, parçalanır, bağırır, çağırır, çoğalır, sesi var çünkü onun. var olur. içinin serüvenlerini gizlemek zorunda değil. haykırır onları. gül öyle midir ya? - aşk için bütün yolar kapalıydı oysa aşktan başka çıkar yol yok gibiydi. - hilalin görüneceği günler gün eylül. aylardan güz aldatmacası bile değil içime garip oluşlar zaman: alışılmadık mekân: alışıldık. gül ve ölüm ekte aşk hepsi bu.
- ?Mucizeler öyle çok sık görülen şeyler değildi.Ama.Birilerinin mucizesi olmak lazımdı.?
- ?İnsan içinden yenilenmeyince dışından eskir.?
- ?Aşık iki kaşının arasında dünyanın bütün düğümleri önce bağlanmış sonra açılmış,görmüş geçirmiş,kavrulmuş yanmış,ancak ondan sonra ayakta kalmışlar gibi fütursuzca kendi alemine dalmış vakur bir adamdı.Ayakta değil oturarak söylüyordu.Sırtını peykenin havları sökülmüş halı minderine iyice yaslamış,sağ dizini dikerek sazını kucak boşluğuna almıştı.Başı hafifçe kalbine doğru eğik,gözleri tümüyle kapalı,bedeniyle orada lakin ruhuyla çok uzaktaydı.?
- Yalnızdım ve insanları seviyordum ama yine de yalnızlığımı daha çok seviyordum.
- Bir şeysin;ama kendini her şey zannedip de aldanma.
- ?Bu nağmeden başka bir şeydi.Öldürüyor hiç değilse sakat bırakıyordu.Onu bir kez dinleyenin kendisini bir daha aynı kişi olarak bulması mümkün değildi çünkü aşık ,insanın ruhunu çekip çıkarıyordu.Ama ruhu kendisine ne olduğunu ,neyle karşılaştığını anlaması mümkün olmuyor,geriye sadece bu dünyadan geçmiş yanık bir adamın resmi kalıyordu.?