?Denizin en fazla azametli ,dalgalı,dağ halini severdi Zehra.Karadeniz,arayıp durduğu o buz mavisinde aşılmaz fırtınaları varsa hayatın ta kendisiydi.?

bir nar çiçeğine yürüdüm mevsimler boyu bir çöl yorgunluğu çöktü üstüme bir vaha sekinesi indi kalbime kuyunun dibindeyim kervanlar bulsun istemem gömleğim kanlar içinde köle pazarlarında satıldım ya sensiz geçer akçem yok aşk mezadında ah benim devletim,ah benim ülkem benim ömrüm merhaba BEN,YUSUF,SINANMIŞ BİR KALBİN SAHİBİYİM ŞÖYLE BUYUR,BU KALP SENİN EFENDİM ŞİMDİ BEN,YUSUF,TUT Kİ MISIRA AZİZİM,EFENDİYİM BOYNYMDAKİ KÜNYEDE HALA VASFIM YAZILI: ZÜLEYHA YA KÖLEYİM

''Bu kadar hazin bir parça ancak hasretten söz edebilir ve bu kadar içli okumak için hasreti bilmiş olmak gerekir.''

?Kafkasya?nın en yalnız ülkesiydi Azarbaycan.Yarısı İran?da kalmış yarısı Rusya?nın payına düşmüştü.Dayanacağı,Osmanlı?dan başka dağ yoktu lakin o da nicedir devriliyordu.?

?Önce iki damla gözyaşının ,ruhumun bana da yabancı çok derin bir muhitinden ağır ağır ve sancıyla koptuğunu,gözümün pınarına doğru ilerlediğini hissediyorum.Sonra o iki damla yaş kirpiğimin ucundan da kopuyor;duru ak mermerin üzerine düşüyor.Bana kalsa mermeri eritmesi gerek bu iki damla yaşın ama sadece çiçeklerin kıvrımları arasındaki vav?ın gözüne sızıyor.Sonra bütün yorgunluklarımı burada,bu kabrin başında bırakırcasına,yıllardır tuttuğum bütün ağlayışları,bastırdığım bütün haykırışları salıverircesine ,bütün kabuslardan uyanırcasına ,sarsıla sarsıla,hıçkıra hıçkıra ağlıyorum.?

?Pencereyi açıyorum.Çok içli ,çok derin çok farklı bambaşka bir dünya bu.Kolay değil,1400 yıldır sıcak duran bir kanı terennüm ediyor.Hiçbir kalbin böyle acı bir terennüm karşısında korunaklı kalmasına imkan yok.?

Ateş olan hayat yazıya düşünce, cevheri ağaç olsa da kağıdı tutuşturmuyordu çünkü.

Kalbimin ilk kıpırdadığı anı sığdıracağım ne kadar çok kelâmım vardı benim. Yine de bir kıpırtısına kalbimin kelâm yetiremedim.

?Bir felaket bir başka felaketi kovar,korkma? diye teselli ederdi annesi başlarına bir musibet geldiğinde .Yanlış çıkmıştı.Felaket felaketi çağırıyordu işte.?

?Ayakları çıplak,açılmış saçları dağınıktı.Hırkasının yeniyle burnunu sildi.Kaderine razı ,boynunu satırın önüne eğdi.?