''Her ölüm erken ölümdür'' demiş şair.Yo ''erken ölüm'' gök ekini biçmek gibidir.Acıtır.Aslına bakarsan ''Ölmeden ölünüz'' sırrına mazhar olanlar onu gülümseyerek karşılar.Bu dünyadan ötekine bir meleğin kanadına tutunarak giderler.Melekler kanatlı olurmuş.Bunu hayal etmek güç.Herhalde kuş kanadı gibi değil.

Kurtulmak için kurtarmak lazım.

Bu nedir? Bu hikmettir. Hikmet nedir? Allah bilir.

Ayakkabılar eskir be Ali'm, her şey eskir. Bak, sen hâlâ sevdiğim adamsın. Sen eskime.Mustafa Kutlu - Uzun Hikâye

Aynı kaderi paylaşıyoruz. Burada söz biter erkadaş, Söz biter ve bir şarkı başlar. Bilmez biçare kalpler giden dönmez ki geri...

Otobüs geldi köy önünde durdu. Birkaç kişi indi. Kaymakam adamlarından biri ile gül buketini otobüse gönderdi, Nezaket Hanım'a verilmesini emretti. Kartına şöyle yazmıştı: "Mezuniyetinizi tebrik eder, ilçemizdeki yeni görevinizde başarılar dilerim. Takdirkârınız Kaymakam Ferdi." Otobüs hareket etti, gitti. Ferdi cipin içinde ardından bakıyordu. Yüz metre sonra gönderdiği güller otobüsün camından dışarı fırlatıldı.

Dünya bir gündür, o da bugündür

"Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz.Varoluşçuluk, sürrealizm, bugün için postmodernizm hep öyle.Çıkara çıkara Türk Einstein'ini, Sivaslı Sindi'yi çıkarıyoruz.Gelişen bir şehrimizi ?Doğu'nun Paris'i? ilan ediyoruz."

Bir kentsel dönüşüm olmalı. ''Kentsel dönüşüm''; fiyakalı bir söz. Ama nasıl? Kentin dönüşümü sadece mekana makyaj yapmakla olmaz. İnsanı yetiştirmek lazım. O da çok yönlü bir iş.

"İstanbul böyledir. 'Yaşanmaz burada' der, çeker gidersin; üç gün geçmeden özlersin."