- Sonuçta dünyanın bütün işleri aşağılıktır; başkalarının sözüyle, hiçbir tutkusu ya da gereksinimiz olmaksızın, para, şan şeref ya da bilmem ne uğruna didinen biri her zaman bir budaladır.
- Evet Wilhelm, bazen bir an için kalkıp gitme, bağlarını koparma cesaretini buluyorum kendimde, keşke nereye gideceğimi bilsem! Herhalde giderdim.
- Ah, yüreğim dolup taşmıştı ve birbirimizi anlamadan ayrıldık, zaten bu dünyada kimse kimseyi öyle kolay kolay anlayamıyor ki!
- Hemen çekilmek istediğimde ondan, Kendimi cesaretlendirip kaçmak istediğimde, Ah, beni anında yine ona döndürmekte Gittiğim bütün yollar.
- Kurumayın, sakın kurumayın, Ebedi aşkın gözyaşları! Çünkü ancak gözlerin yan kurumuş pınarları Çorak ve ölü gösterebilir dünyayı!
- İnsan erişmek istemez en büyük olana, Kıskançlığı sadece kendi gibi olanlara yöneliktir; Kıskançların en kötüsü ise dünyada, Herkesi kendisiyle eşit bilendir.
- Gidip onu gördüm. Artık güneş, ay ve yıldızlar istediği gibi dolaşsın. Ben ne zaman gündüz, ne zaman gecedir bilmiyorum. Gözüm artık hiçbir şey görmüyor.
- Bir kalpte kendiliğinden filizlenen temiz sevinçleri yok etmek için kuvvet kullanan kimselere lanet olsun. Kaba ve ters insanların hasetten doğan sıkıntısının zehirlediği bir anlık sevincin yerini dünyanın bütün armağanları, büyük iyilikleri tutamaz.
- Aşksız yaşamak neye yarar. Wilhelm! Sihirli fener ışıksız olur mu? Feneri yakar yakmaz, beyaz duvarda renk renk resimler görürsün. Bunlar birer düşten başka bir şey olmadığı halde, çocuklar gibi onları seyredip hayran kalır, mesut oluruz. Bugün Lotte'yi görmeye gidemedim. Kaçınılmaz bir ziyaret beni bundan alıkoydu. Ne yapayım? Hiç olmazsa bugün onu gören biri yakınımda bulunsun diye uşağımı gönderdim. Onu ne kadar sabırsızlıkla bekledim! Dönünce de ne kadar sevindim! Utanmasam, boynuna sarılıp öpecektim. Dediklerine göre, Bolonya taşını güneşe koyunca güneş ışınlarını emer, geceleyin de biraz ışıldarmış. O delikanlı da benim için öyle oldu. Lotte'nin gözleri onun yüzünde, yanaklarında, düğmelerinde, yakasında izler bırakmıştır diye bütün bunlar benim için ne kadar mukaddes, ne kadar değerli! şu anda bin altın verseler o çocuğu vermezdim. Onun yanında böylesine avundum. Tanrı seni bu hallerime gülmekten korusun. Mutlulukta bir aldanış mıdır dersin, Wilhelm?
- Evet, Sevgili Wilhelm! Dünyada en çok çocuklara yakınlık duyuyorum. Onları seyrederken, bu küçük varlıklarca ileride büyüdükleri zaman ihtiyaç duyacakları bütün faziletlerin ve yüceliklerin filizlerini gördükçe, inatçılıklarında ilerideki karakter sağlamlığını, yaramazlıklarında zeka kudretini ve hayat uçurumlarını kolaylıkla geçecek yaradılışta olduklarını, onlarda her şeyi temiz ve bozulmamış olarak buldukça, daima o büyük öğretmenin parlak sözlerini tekrarlarım: "Siz de onlar gibi olabilseniz!"