- Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.
- Bir şeylere üzülüyorsam, tuvalete gitmem gerekse bile gitmem. Üzülmekten gidemem. Üzülmeyi bırakıp gidemem.
- Denizci herifle ben birbirimize, tanıştığımıza memnun olduğumuzu söyledik, ki böyle, tanıştığıma hiç memnun olmadığım kimselere, durmadan, ?Tanıştığımıza memnun oldum,? demek beni öldürüyor. Ama hayatta kalmak istiyorsanız, ille de bu zırvaları söylemek zorundasınız.
- Sorun şu; bir kızla ?yani, orospularla filan değil? bu iş tam olacak gibiyken, başlıyor durmadan size dur demeye. Benim derdim de bu işte; duruyorum. Çoğu herif durmuyor. Benim elimden gelmiyor. Durmanızı gerçekten mi istiyorlar veya yalnızca korkuyorlar mı ya da işin sonunda kusurun onların üstünde değil de sizin üstünüzde kalması için mi dur diyorlar, hiç bilemiyorsunuz. Ben yine de, hep duruyorum. Sorun, onlara acımam.
- Bir şeyi çok iyi yapıyorsanız, bir süre sonra, dikkatli olmazsanız gösteriş yapmaya başlıyorsunuz. Ve sonunda da iyi olmaktan çıkıyor yaptığınız.
- Ah nerede o günler, gerçekten öldüğüm zaman, şöyle aklı başında biri çıkıp beni denize filan atıverse, ne iyi olurdu. Ne yaparlarsa yapsınlar da, beni lanet bir mezara tıkmasınlar. Pazar günleri millet gelip karnınızın üstüne bir sürü çiçek filan koyacak, daha bir sürü zırvalık. Öldükten sonra çiçeği kim ne yapsın?
- ?Öldü, biliyorum! Bilmediğimi mi sanıyorsun? Ama onu yine de sevebilirim, değil mi? Bir insan öldü diye onu sevmekten vazgeçmek zorunda mısın, Tanrı aşkına; özellikle de, hayatta olanlardan bin kez daha iyi kalpli bir insansa??
- Sorun da buydu işte. Asla güzel ve huzurlu bir yer bulamıyordunuz, çünkü böyle bir yer yoktu.
- Bildiğim tek şey, size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater?ı ve Ackley?yi bile, söz gelimi. Sanırım, o lanet Maurice?i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.
- Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.