- "Tarih yazmak mektup yazmaya benzemiyor, mürekkebi uzun zamanda kurur." (Sayfa: 141)
- ''Avrupa Birliği'ne giderken en önemli zenginliğimiz genç nufusumuzdur; üstelik eğitim alanındaki sonsuz sorunlarımıza rağmen Türkiye nüfusunun üçüncü dünya ülkelerine göre eğitimli olduğunu unutmamalıyız. Bu nüfusu böyle birliklerin içinde dengesizce harcamaktan kaçınmalıyız.'' (Sayfa: 146)
- ''Tarihimizi düzeltilmesi zor hatalarla inşa etmekten kaçınmalıyız. Heyecan değil; düşünmek, planlamak lazımdır.'' (Sayfa: 146)
- ''Türkiye de 1960 'ların kırsal, fakir ülkesi değil. Kırk yılda önemli bir burjuvazi ortaya çıktı. Orta sınıfların eğitim seviyesi ve dünya görgüleri arttı. Artık dünyanın kıyısında değil, merkezinde kavga ediyoruz.'' (Sayfa: 143)
- ''12 Eylül harekatı tasvip edilmedi ama Türkiye'nin zaafları dolayısıyla kaçınılmaz bir tarihi olay olduğunu kabul etmek zorundayız.'' (Sayfa: 137)
- ''Ankara kazalarından birinde kaymakam DP'ye rey veren köylülere eşek semeri vurdurttu. Sonraki devrede bu zat CHP'den mebus oldu.'' (Sayfa: 123)
- '' 6-7 Eylül hadiseleri bir katliam değil, bir yağma olarak tarihe geçmiştir.'' (Sayfa: 109)
- ''Almanya ile işimiz pek zor. Bugünkü diyalog düzenimiz; onların üslubu, bizim de ''ne olursa olsun Avrupa'' tavrımız, porselen dükkanı ve fili çağrıştırıyor...'' (Sayfa: 163)
- ''Bizim mektep tarih kitaplarımızda 16 ve 18. asırlar boyu savaştığımızı tekrarladığımız Avusturya İmparatorluğu (böyle bir siyasi terim ve unvan o zaman yoktu) Almanya'nın ve Alman İmparatorluğu'nun ta kendisidir. Demek ki tarihi Türk-alman dostluğu boş bir laftır.'' (Sayfa: 161)
- ''Almanya artık 19. asırdaki icatçı, inatçı mühendislerinin yükselttiği bir sanayi ülkesi değil. Yaşlı nüfuslu, ama halen nitelikli teknisyenlerin sürüklediği, bazı dallarda rakipsiz bir sanayi devi...'' (Sayfa: 162)