- ''1876 Kanun-u Esasi'si anayasal bir monarşinin belgesiydi.'' (Sayfa: 22)
- ''Cumhurbaşkanımız Celal Bayar, Demokrat Parti'nin baş kurucusudur ama ''Benim Partim'' diye söz ettiği Demokrat Parti değil, ''İttihat ve Terakki'' idi ve o Yassıada'da dahi İttihatçıydı.'' (Sayfa: 20)
- ''Kindar galiplerin asıl hedefi ise Osmanlı Türkiye'si oldu; koca Arabistan'ı yağmaladılar ve günümüzün sorunlarla dolu Ortadoğu'sunu yarattılar. İşgal ve parçalanma programının içinde yer alan Batı Anadolu için Britanya ordusu yorgun ve yetersizdi. Kasaları açtılar ve ihtiraslı küçük Yunanistan'ı kullandılar.'' (Sayfa: 49)
- ''O vakte kadar geçerli olan altın miktarı ile dengeli banknot sistemi iflas etti; savaştan sonra da eski sisteme dönülemedi. Her yerde enflasyonlar ve iflaslar birbirini izledi. İşçi sınıfı bilinçlenmiş miydi yoksa kızgın mıydı? Nazizmin ve faşizmin gelişi kızgınlık tezini doğruluyor.'' (Sayfa: 48)
- ''Demokrat Parti, CHP'nin çocuğudur.'' (Sayfa: 98)
- ''1946 demokrasisinin ilk muhalif partisi, Nuri Demirdağ'ın Milli Kalkınma Partisi'ydi. İsmet Paşa, Demirdağ'ı fena harcadı. Sermayesi battı, DP'liler de bu müdahaleyi sessizce tasvip ettiler.'' (Sayfa: 99)
- ''Halkımızın yüzde sekseninin köylü, köylünün de yurdun efendisi olduğu, 1953'te benim başladığım ilkokulda ezberletilirdi. Sözün ilk yarısı doğruydu, öbür yarısı temenniydi.'' (Sayfa: 102)
- "1955 sayımına göre bütün İstanbul vilayeti ancak 1.5 milyona yaklaşan bir nüfusa sahipti." (Sayfa: 107)
- ''Beyoğlu Caddesi'nin halini doğrusu o zaman görmemiştim, ama anlatılanlar dehşetti. Dehşeti Türkler üzülerek seyrediyor, daha aklı başında insanlar dökülen milli servete acıyor, Rum vatandaşların ise caddenin iki yakasından birbirine ''Bora ine thaperasi'' yani ''Bu da geçer yahu'' diye sesleniyormuş.'' (Sayfa: 105)
- ''Yağmacılıkla kimse ezilmez, ne balkan Türklüğü ne Rusya Yahudiliği ezildi. İstanbul Rumları niçin yağmayla saf dışı edilsin ki? Dahiliye vekilimiz Dr. Namık Gedik ''Mozaik Çatladı'' demiş. Ne kadar tertip veya değil, olaylara İstanbul'un 1955'te artan işsiz takımı nasıl çekildi, hala anlaşılamıyor. Şurası da açık ki, 1955'te hiçbir yerin halkı polise ve kanuna rağmen bu kadar fütursuzca sokağa dökülemezdi. İmparatorluğumuzun yarattığı mozaik gerçekten o gün çatladı.'' (Sayfa: 106)