- Zaten görülen ve görülmeyen bütün düşler, bu karanlığın ta kendisi değil miydi?
- Çünkü her baba oğluna bir şeyler öğretmek, ona doğru ve gerçek olanı göstermek ister. Oysa benim sana, düşlerimden başka verebilecek bir şeyim yoktu. O yüzden sana, şimdi elinde tuttuğun garip kitabı verdim.
- İbrahim Dede, "Onun doğru yola dönmesi için dua ettim."dedi. "Çünkü ölüyü diri yapan Mevla'nın kötüyü de iyi yapabileceğini biliyorum. Kötü ve ölü bir düşmanım olacağına, iyi ve diri bir dostum olsun istedim..."
- Aristatalis'in dem vurduğu gibi, gözün vazifesi sadece "görmek" değil, Hakikat'i görmektir.Hakikat'i gören bir göz, artık başka bir şey göremez. Çünkü o artık, başka bir vazifeyle mükellef değildir ve başka bir gayesi de yoktur...
- ''Bir söz, güzeldir diye doğru kabul edilemez. Güzel söz başka, doğru söz başka! Ben doğru söylemeyi tercih ederim, her ne kadar vezinli kafiyeli olmasa da. ..''
- Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg'u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi?
- Çünkü "geceler dişidir" diyen Kıpti'yi dinledikten sonra, artık nedense ilham ona sadece geceleri geliyor, gündüzleri ise değil ud, ıslık bile çalamıyordu.
- Biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum...
- Kendisine gösterilen satırları defalarca okuyan Kubelik, yeterince karalama yaptıktan sonra tercümesini bir kağıda temize çekip Arap İhsan'a verdi. (...) Elden ele dolaşan kağıt üç gün sonra mutfakta bulunacak ve bir dua olduğu sanılıp duvara asılacaktı.
- Artık hayatını tehlikeye sokacak soruları kendine bile sormuyor, karşılığında kırmızı hapları alıyordu. Bu durum yıllarca sürdü. Gelgelelim bedenindeki zehir hala etkisini gösteriyor ve özellikle sabahları onun terlemesine neden oluyordu. Ne var ki bu bir yanılsamaydı. Çünkü o uğursuz gün sunulan zehir sudan ağır olduğu için bardağın dibinde kalmış, ilk yarısını kendisi içtiği halde, fırın işçisi son yudumları içtiği için zehirlenmişti. Fakat o, hayatını zehirleyen şeyin bu meşum kandırmaca olduğunu yıllarca öğrenemeyecekti.