- "Her şey nasıl da böyle göz açıp kapamadan gerçekleşiyordu. Mutluluk denen şey nasıl da hemen bir yol kenarında karşısına çıkıveriyordu insanın. Ne kadar güzel ve hoş, ne kadar da geçiciydi...!"
- Tükenmeyen, yazıların ve sihirli aynaların sonsuz kapıları etrafımı çevreliyordu. Güçsüzdüm, okuduğum yazı beni ürpertti: "aşk ile nasıl öldürülür..?"
- Ne varki gerekli olan, öylesine ele geçirmeyi özlediğim, bilgi ve kavrayış değildi, yaşantıydı daha çok, keskin karardı, eylem ve etkinlikti...
- Senin hoşuna gidiyor, senin için bir değer taşıyorsam, senin için bir ayna oluşturuyorum da ondan; içimde bir şey var, sana yanıt veriyor, seni anlıyor...
- Eh, yüksek düzeyde bir mizah yeteneğine kavuşmanın başlıca koşulu da, kendi kendini bundan böyle ciddiye almamaktır...
- Ah anne ve babacığım, ah gençliğin uzak ve kutsal ateşi, ah yaşamımın binlerce sevinci, binlerce uğraş ve amacı! Bütün bunlardan kalan bir şey yoktu geride, pişmanlık bile yoktu. Tek kalan şey tiksinti ve acıydı. Bana öyle geldi ki, salt yaşama zorunluluğu bu saatteki kadar bana acı vermemişti...
- Her zaman böyle oldu, her zaman da böyle olacak. Zaman ve dünya, para ve güç, küçük ve sığ insanların elinde bulunacak her zaman, asıl insanların elinde ise hiçbir şey. Yalnızca ölüm...
- Davranışı ister yüce bir bilgelikten, ister alabildiğine yalın bir nahiflikten kaynaklansın, Hermine gibi an'ı yaşamasını bilen, Hermine gibi hal'de yaşayan ve yol kenarında gördüğü her küçük çiçeği, ağırlıktan yoksun her an'ı dostluk ve özenle bağrına basan birine hayat diş geçiremezdi...
- En mutsuz yaşamda bile yıldızın parladığı anlar, kum ve çakıl taşlan arasında küçük çiçeklerin açtığı anlar vardır...
- Acı çeken bu kişinin hastalığı doğasındaki bir kusurdan değil, birbirlerine uyum sağlayamamış yetenek ve güçlerinin zenginliğinden ileri gelmektedir...