- Günümüzde yaşamak ve yaşamaktan zevk almak isteyen birinin senin gibi, benim gibi bir insan olmaması gerekiyor. Zırıltı yerine gerçek müzik, eğlence yerine kıvanç, para yerine ruh, gelişigüzel etkinlikler yerine gerçek eylem, oyun yerine gerçek tutku arayan birine bu sevimli dünya yurt olamaz...
- Ne var ki hayatta her şey bizim düşündüğümüz kadar basit, zavallı budalaca dilimizdeki kadar kaba biçimde olup bitmez.
- "Dinleyin şu cümleyi: 'Gerçekte çekilen acılardan gurur duymak gerekir, her acı bize yüksek bir aşamada bulunduğumuzu anımsatır.' Ne ilginç, değil mi! Nietzsche'den seksen yıl önce söylenmiş! Ama benim size göstereceğim cümle bu değil, bekleyin bir dakika - işte buldum. Okuyorum: 'İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez.' Ne anlamlı bir söz, değil mi? Yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar,suda değil. Ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! Evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulaşabilir; ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelir suda boğulur."
- Bir yıl ya da bir ay sonra, ya da yarın ne fark ederdi, kapı açık duruyordu nasıl olsa.
- Ah, nereye baksam, düşüncelerimi nereye yöneltsem, hiçbir yerde beni bekleyen sevinç, bana yollanmış bir çağrı, beni kendine çekecek bir şey göremiyordum.
- Zaman ve dünya, para ve güç, küçük ve sığ insanların elinde bulunacak her zaman, asıl insanların elinde ise hiçbir şey. Yalnızca ölüm.
- Yalnız, beni dört bir yandan tehdit eden o tuhaf yoksullaşmayı; denenmiş hazların, sevilmiş düşüncelerin esrarlı bir şekilde sararıp solduğunu görüyordum. İstemeye istemeye bıraktığım, bırakmak zorunda kaldığım şeyin, bütün o kayıp çocukluk mutluluklarının yerini tutamıyordu mesleğim, çalıştığım işi az sevdim, uzun zaman da bağlı kalmadım ona.
- Yeniden yaşamın tacına talip olmak, yeniden yaşamın sonsuz suçunun bedelini ödemek alnıma yazılmıştı benim. Kolay bir yaşam, kolay bir sevgi, kolay bir ölüm, bunlar asla bana göre değildi.
- "Modern" insan duygusallık diye nitelendiriyor bunu; nesneleri, en kutsal mülkü olan arabasını bile sevmiyor, bir an önce onu elinden çıkarıp yerine daha üstün bir modelini geçirebilmeyi umuyor. bu modern insan çakı gibidir, elinden kuş uçmaz, sağlıklı, serinkanlı ve sırım gibi insandır, üzerine toz kondurulmayacak bir tiptir, bir sonraki savaşta ne yaman kişi olduğunu kanıtlayacaktır.
- Özlemini çektiğimiz o gerçek, yalnızca kendinizde yaşıyor.