- İster başına gelenleri yaz ister aklından geçenleri ister düşlerine girenleri. Ama yaz.
- Kurallar içinde bulamaz insan kendini, bunu çoktan anladım.
- Senin suçun ne biliyor musun Hoca, sen kendini başkalarının yerine koyuyorsun. Benim yerime de koydun kendini. İşte senin yanlışlığın bu ve bunu yapmak için, başarmak için karşındakini konuşturuyorsun. Konuşurken, kalan boşlukları kafandan dolduruyorsun, itiraf edeyim ki, insanı korkutacak kadar da iyi dolduruyorsun.
- Az ileride başlıyor karanlık. Bir adım önümde. İnsansız karanlık. Karşı kıyıdan yoğunlaşarak geliyor. Geceyi yapan biri var sanki. Çevremde dolanıp duruyor. Görmüyorum ama sezinliyorum. Kesik, hırıltılara varan soluyuşu. Gerimde bir yerde, ağaçlıkların arasında belki saklanıyor. İğrenç gececi. Saklıyor yüzünü. Sanki ben. İç ve dış yüzünü saklayarak. Yerleşmek istiyor içime. Etimi deşip. Hep gece olacak (benim için) başarırsa bunu. Hep gece, onun esmer teni.
- Oradan oraya dönüyordum yatağın içinde. Terliyordum. Yeniden doğuyordum sanki. Evet bir doğum sancısı (olmalı bu) çırpınırken. "Kim kesecek göbeğimi bu kez?" Sorularla hayır bir tek soruyla (o da neydi, bir tek soru ama neydi?). Cevapsız doğuyordum boşlukta. Kendi kendimi doğuruyordum otuz dört yaşımda. "Kim kesecek göbeğimi bu kez?" Anasız. Babasız. Yersiz ve yurtsuz. Yeryüzünün herhangi bir yerinde. Belki değil bile.
- "Alaaddin geliyor. Gece Hoca, benim kardeş hasta, diyor. Nesi var? diyorum. Ateşi var çok, diyor. Ölecek. İlaç vereyim mi? diyorum. Hayır, portakal ver, diyor. Portakal yememiştir hiç."
- "Yalnızdım. İçimden büyüyen boşluğun içinde yalnızdım. Mide bulantım içinde yalnızdım."
- "Kişilik. Bulmak mı , yaratmak mı? " (sayfa:20)
- " Yolcu, bir gün yolunu yitirirsen , artık eski yolunu bulmaya çalışma , yeni bir yol ara kendine." (sayfa:77)
- " Tanrım ! herkes tanıyor beni bu kentte. Ya da herkes herkesi tanıyor. Ben hariç. Kendi dahil , kimseyi tanımayan ben hariç." (sayfa:37)