- Bir bütünün parçası olarak anımsadığım kokular var,bugün,şu anda,dilediğim anda,bende yaşayan. Nasıl kokular? diye soruyor İkinci ses. Örneğin,bir dere kokusu?kurumuş. Bir çiçek kokusu?solmuş. Bir hayvan kokusu? ölmüş. Bir insan kokusu.Bir ev kokusu. Bir su kokusu?çekilmiş. Bir koltuk altı kokusu?öpülmüş. Bir insan kokusu?koklanmış. Ne yorgunluk,diyor İkinci ses.
- Hiçbir ritmi olmayan, inler gibi söylenen bir türkü bu. Ama bu kez dağlara, taşlara, kurtlara, kuşlara karşı yüksek sesle söylenen. Bağrılan. Kendini tutmasa, korkmasa, bir çığlık durumunu alacak. Ama korkuyor. Kendinden. Dağ başında böylesi bir yolculukta (yolunu bilmiyorsun, at götürüyor seni) korkar insan, dağdan, kurttan, yolunu şaşıracak (olabilir) attan. Ve her şeyden. Ve kendinden. Böyle bir yolculuk yapmamış okuyucu bil bunu! Bil ve belleğinin bir köşesine yerleştir ki korkmaktan korkma. ..'yolcu, bir gün yolunu yitirirsen, artık eski yolunu bulmaya çalışma, yeni bir yol ara kendine.
- Hiçbir konuşma, hiçbir anı yok mu bütünlüğü içinde yaşayan, parçalanmayan? Şimdi, şu anda yeniden yaşanabilecek? Genellikle kopuk kopuk, diyor Birinci Ses. Neler? diye soruyor İkinci Ses. Belli bile değil, diyor Birinci Ses. Her biri kopuk kopuk. Her biri paramparça. Her biri kendi yalnızlığında. Her biri kendi karanlığında. Her biri kendi unutuluşunda.
- İçimde bir şeyler akıp gidiyordu. Tam göğsümden. Bir daha. Bütün organlarımı yitirdim, bomboş kaldım sandım. Belki Gerçekten yitirdim. Bomboşumdur artık. Böyle yaşayıp gitmek
- Hiçbir konuşma, hiçbir anı yok mu bütünlüğü içinde yaşayan, parçalanmayan? Şimdi, şu anda yeniden yaşanabilecek? Genellikle kopuk kopuk, diyor Birinci Ses. Neler? diye soruyor İkinci Ses. Belli bile değil, diyor Birinci Ses. Her biri kopuk kopuk. Her biri paramparça. Her biri kendi yalnızlığında. Her biri kendi karanlığında. Her biri kendi unutuluşunda.
- "AMA BEN KENDİMİ BİR DÜZLÜKTE BULMAK İSTEMİYORUM Kİ" Hakkâri'de Bir Mevsim / Oda
- "Sözcükler, onları doğru ve dürüst kullanmayı bilenlere doğru bir mıknatıs gibi çekerler tehlikeyi."
- O gece, gaz lambası kendiliğinden sönene değin birkaç sayfa okudu, ama yalnız iki cümlenin altını çizdi kurşun kalemle. İki cümleden biri şuydu: "Yolcu, bir gün yolunu yitirirsen, artık eski yolunu bulmaya çalışma, yeni bir yol ara kendine." s.77
- Ve "Gelecek aşktır" diye bitiriyordu. Gelecek aşktır. Bir bu eksikti. s.45
- O Bir harf mi bu? Yoksa bir sayımı? (Sıfır? Beş? Ya da on bir?) Yoksa bir işaret mi? (Orto'nun ya da Oksijenin O'su?) Yoksa Fenike alfabesinin göz anlamına gelen O'su mu? Yoksa geometrik bir biçim mi? (Çember? Daire?) Yoksa bir simge mi? Yoksa bir hiç mi? O---- olmayan? Bir ünlem mi? Yoksa dilimin üçüncü tekil şahıs zamiri mi? Yoksa bir sıfat mı? (Uzakta olan. Orda bulunmayan.) Yoksa dünya mı? Bilmiyorum.