- İnsan yalnız olunca neler neler düşünür... gerçekleşmemiş hayallerini, uçup giden yıllarını, ilk aşk maceralarını... O pek gerilerde kalan yılları, erişilemeyen ve erişilemeyecek olan bir isteği hatırlamak, düşünmek de hoş bir şeydi. Niye böyle olur? Bunu da bilmez insan. Ama zaman zaman bunları düşünmekten, o günleri yeniden yaşıyor gibi olamaktan hoşlanır.
- İnsanın mutlu olması ve bu mutluluğu başkalarına da vermesi bazen ne kadar kolay oluyor... Ama gerçek hayat bu değildi. Mutluluğun yanısıra, peşini hiç bırakmayan, insanın ruhunu, bütün hayatını allak bullak eden felaketler, mutsuzluklar da vardı.
- Evlerin arkasından bakmak, bir insana sırtından bakmak gibiydi. İçinde neler olduğu hiç anlaşılmaz.
- Çocuk oradan uzaklaştı. Doğru dama giderek dürbününü sakladığı yerden çıkardı. Tozunu silerken onunla üzgün bir sesle konuşuyordu: "...Ben olmayınca kiminle bakacaksın beyaz gemiye? Ben bir balık olamam mı sanıyorsun? Görürsün nasıl oluyorum. Bir gün balık olup beyaz gemiye kadar yüzeceğim..."
- "Ne güzel türküler yakarmış eskiler! Her türkü tek başına bir tarih sanki. Öyle içten, öyle canlı ki, insan türküyü yakanları, söyleyenleri karşısında, yanı başında görür gibi oluyor. Onlar gibi yaşamak, onların acılarına ortak olmak, onlar gibi sevmek istiyor."
- Her insan kaderini peşinden koşar ve her kader adamını arar...
- Bir dal kırılmış ne çıkar yeterki çınarın gövdesi sağlam kalsın.
- Su boyunca yüzüp gittin çocuğum. Kendi efsaneni da alıp götürdün. Yüzüp gittin... Hiç bir zaman balık olamayacağını biliyor muydun?... Beyaz gemini göremeyeceğini ve ona "Selam Beyaz Gemi, ben geldim, ben!" diyemeyeceğini biliyor muydun? Çay boyunca yüzüp gittin çocuğum. Şimdi ben sana yalnız şunu söyleyebilirim: "Çocuk kalbinin, çocuk ruhunun bağdaşamadığı her şeyi reddettin. İşte beni teselli eden de budur. Bir şimşek gibi yaşadın sen. Bir defa çaktın ve söndün. Şimşeği çaktıran göktür. Ve gök ebedidir. İşte budur beni teselli eden. Bir başka tesellim daha var: İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. Ve o öz olmadan tohum filizlenemez, gelişmez. Yeryüzünde bizi neler beklerse beklesin, insanoğlu doğdukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça, hak ve doğruluk denen şey de var olacaktır... Sana, senin sözlerini tekrarlayarak veda ediyorum: "Merhaba Beyaz Gemi, ben geldim!"
- Git Cemile, git! Hiç pişman olma, sen mutluluğu en sarp yollarda yürüyerek buldun!
- Ama korkunun mantığı yoktur; hele bu, daha önce yaşanmış bir korku ise.