- Sonra, idam hükmünün yerine getirileceği sırada, yıldırımlar gibi, kulakları delerek yeniden gürleyecek, orada bulunan herkesi, kör bir öc alma duygusu ile coşturacak, sarhoş hale getirilen vicdanlarda, bu cezanın kendilerine değil de bir başkasına verilmiş olmasının gizli ve vahşi sevinci yaşanacaktı...
- Yeri gelmişken, benim anladığım gerçek mutluluğun da bir rastlantı sonucu olmadığını,yaz yağmuru gibi birden bire başımıza düşmediğini söylemeliyim.Gerçek mutluluk,yavaş yavaş,azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla,çevremizle,çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır.Mutluluk,birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.
- Bir ananın mutluluğu,milletinin mutluluğundan doğuyor,aynı kökten olan ağacın dalları gibi bir kökten geliyor.Kaderi de onun kaderiyle bir oluyor.Çektiğim bütün acılara,hayatın bana indirdiği korkunç darbelere rağmen bugün de bu düşüncedeyim.Ne olursa olsun,milletim yaşıyor,ben de yaşıyorum...
- İyilik, yola düşen, yoldan toplanan bir şey değildir.Tesadüfen ele geçen bir şey değildir.İnsan iyiliği ancak başka bir insandan öğrenir.
- İnsan tek başına böyle bir yolda ilerleyemez,ama birleşenler,birbirine omuz verenler her engeli aşarlar...
- Demiri nasıl tavında dövmek gerekiyorsa, çekiç darbelerini nasıl soğutmadan indirmek gerekiyorsa,her kelimeyi de öyle tam zamanında söylemek gerekiyordu.O anı geçirince söz soğuyor,katılaşıyor,insanın yüreğine taş gibi oturuyor ve bu ağırlığı kaldırıp atmak hiç de kolay olmuyordu.
- Oğlum Malsalbek'i ve bütün kahramanları selamlıyorum elbet.Onun kahramanlığından gurur duyuyorum.Ama hiçbir Şan ve şerefin böylesini hiç bir Ana hayal etmez.Analar çocuklarını yaşasınlar diye doğururlar,dünyada mutlu olsunlar diye doğururlar...
- İnsanın kendine gelmesi, işe sarılması için çok az şeye ihtiyaç duyması şaşırtıcı değil mi? Bazen iyi bir söz işitmesi yetiyor.
- Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider gelirdi...
Bu yerlerde demir yolunun her iki yanından ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı-Özek uzar giderdi. Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demir yoluna göre hesplanırdı... - Bu günlerde öldürmek bir izmariti fırlatmak kadar kolay.