- "Görünüşte kaya gibi sağlamdı ya da öyle olmaya çalışıyordu.Ama derin üzüntüsünü gözlerinden okuyordunuz.Daha ne kadar dayanabilecekti."
- "O güne kadar bir başkası için hiç bu kadar üzülmemiş,sırtında sarsıla sarsıla ağlayan ve tam bir güvenle ona sarılan küçüğün,eline asılan büyük çocuğun acılarına böylesine katılma isteği duymamıştı.İçini dolduran ağrıdan,üzüntüden bar bar bağırmak geliyordu içinden."
- "Bazı duyarlı ,anlayışlı insanlar vardır ki,insanın mutsuzluğunu ,derdini yüzüne bakar bakmaz anlarlar."
- "Etrafındaki kalabalığa rağmen herşeyden öyle uzak,öyle yalnızdı ki,o giren çıkan kalabalığın içinde koyu bir leke gibi duruyordu."
- "Hiç bitmeyecek kadar,sonsuzluk kadar uzun ,soğuk,uçurum kadar karanlık bir bekleyişti bu."
- "Zarife sıranın üzerine çöktü,elleriyle yüzünü kapattı.Patlamasından,parça parça olup dağılmasından korktuğu başını vargücüyle sıktı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı.İçine kapanmış,dayanılmaz acısına gömülmüştü.Yumak gibi toplanmış,ayağı yerden kesilmiş,derdinin dipsiz derinliğine,sonsuz acılara dalmıştı."
- "Boranlı Yedigey,Zarife'yi dinlerken,her sözünün ,onun kafasından kasırgalar gibi geçen düşüncelerin ancak dışa vuran kırıntıları,bir şimşeğin ışıltıları olduğunu da çok iyi anlıyordu."
- "Hayat böyleymiş!Heşey korkunç,karışık,anlaşılmaz.İşin bir başı bir de sonu var,ortasında ise herkes kaderini yaşıyor."
- "Üstesinden gelemediği çelişkilerle başbaşa kalan insan,moral bakımından derinden derine sarsılır ama bunu kimseye söyleyemez,çünkü ona kimse yardım edemez.Bu korkunç bir yer kayması gibidir,tehlikeyi görürsünüz ama bir şey yapamazsınız."
- "Denizde yapmanız gereken işle meşgul iseniz de hürsünüzdür,kürek çekip suları yara ilerlemekten,doğan ya da batan güneşin su üzerindeki yansılarından büyük bir zevk alırsınız,büyük sevinç duyarsınız,ama eninde sonunda kıyıya çıkacağınızı da bilirsiniz.Şurada veya burada karaya çıkmanız gerekecektir.Karada sizi bambaşka bir hayat beklemektedir."