- İnanıyorum ki, boşanmaların pekçoğu kadınların kocalarına "Bir harikasın canım..." demeyi artık unutmuş olmalarından ileri geliyor.
- Gerçeği söyleseydim, aşağılanacaktım. Beni anlayamayacak insanların önünde aşağılanmak istemediğim için gerçeği söylemedim.
- Bu adam bikere siyasete gözünü dikmiş.Böylesinden korkulur.Bunun yapamayacağı kötülük yoktur.
- "Ölümle şaka olmaz!" diyeceksin. Bizim gibilerin yaşamı bile şakadan geçince, ölümü bir rezillik oluyor.
- Derin düşüncelerin sonunda şunu anladım:Bizim Zübükzade'nin yalanlarına inanmazken inanmış görünmemiz, kumara benzer bir iş."Kumarda ütülen doymazmış." derler, ne doğru...Kumarda insan parayı verdikçe, veresi gelir, he mi?Neden?Çünkü zararını çıkaracak da kurtulacak.Bizim de Zübükün yalan dolanına inanır görünmemiz bundan işte...Evet, herif yalan demeye yalan diyor, biliyoruz.Velakin, ya yalan değilse...Hepimize attığı kazıkların bir ucu gök kubbesine, bir ucu yerin yedi kat dibine varmış.Şimdi biz yediğimiz kazıklar çıkar m'ola, diyerek bile bile yalana göz yumuyoruz.Kazıklandıkça, insanın yalana inanası geliyor.
- Bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi.Hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip işte başımıza böyle zübükler çıkıyor.Oysa zübüklük bizde, bizim içimizde.Onları biz, kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz.Sonra, kendi zübüklüklerimizin bir tek Zübükte birleştiğini görünce ona kızıyoruz
- Bir yazar bütün yaşadıklarını yazsa bile ölümünü yazamaz. Oysa ölüm, yaşamın en önemli olayıdır. Yaşamımın en önemli olayını yazamadan gidiyorum.
- Ondan sonra anladım ki, bizde düdük geçiyor geçmesine ama, öttürmesini bileceksin. Benim gibi, düdüğü öttürürken, elin ayağın titrer, öttürsem mi, öttürmesem mi diye kuşkuya düşersen hapı yuttuğun gündür. s. 10
- İnsan oğlu naziktir, ağır sözü kaldırmaz, Eşek dersin kızar da, bin sırtına aldırmaz!
- "Bir kadeh zehri yuvarladım ve yere uzandım. Şimdi damarlarım büzülecek, şimdi elim ayağım çarpılacak, şimdi kanım çekilecek diye bekledim. Bir şey olmayınca, bir kadeh zehir daha içtim, bir daha. Yine bir şey yok. Sonradan öğrendim ki, meğer bu memlekette yalnız sütler sulu, yağlar karışık, peynirler hileli değil, zehirler bile bozukmuş. Hani insan şöyle dört başı mamur bir intihar bile edemiyor."