- "Bu hayatı sürdüremeyecek kadar farklı, hayatını yeni baştan kuramayacak kadar zayıf olduğunu anladığından beri mutsuzdu."
- "Yazarlar sıradan sandığımız insanları evirip çevirirler, başka bir gözle bakarak onlardan yeni insanlar yaratırlar. Bu yeni gözle biçimlenmiş insanlar, artık bizim için sıradan değildirler, birer kahramandırlar. Gerçek hayatta da gizli bir elin onları alıp yeniden biçimlemesini isteriz. Bir el, deriz, bizi de biçimlese, biz de kendi hayatımızın kahramanı olsak. O el kendi elimizdir oysa."
- Hayatını değiştirmeyi düşünmeyen, giderek daha az şeye razı olan, hiçbir şeye itiraz etmeyen biri... İşten eve, evden işe yani. Bir gün kendime niye yaşadım ki bunca yılı diye sormaktan korkuyorum.
- ..."Ama nasıl unutabildi herkes?Bunu,öncekileri,sonrakileri.Nasıl hiç yaşanmamış gibi devam edebilirler?" "Senin dediğin gibi.Duygusal taşlaşma çağı." "Ama bir bedeli olmalı bu taşlaşmanın." "Var,"dedi Mürşit "lanetlendik."
- ...kendime yaşamak için nedenim yok derken, aslında ölmek için nedenimin olmadığını görüyordum. Ben kimdim ki ölecek?
- ...kendime yaşamak için nedenim yok derken, aslında ölmek için nedenimin olmadığını görüyordum. Ben kimdim ki ölecek?
- ... anladım ki tam da kendimmişim, ben buymuşum, bu kadarmışım.
- Bu anlatacak kimsesi kalmamış olanın hikayesi, yani benim. Eskiden vardı, yok ettim. Şimdi giderek kendi içime dönüyorum, tükeniyorum. Tükeneceğim. Biteceğim.
- Kendi zamanımızın içinde sıkışıp kalmıştık, durmadan aynı çemberi tamamlıyorduk.
- ...dönüp eve bir göz attı. Bir ölü çürüyor gibiydi evin hali. Babasının yaptırmak ve döşemek için bir ömür verdiği bu evin, inleyerek tükenmesinden doyulmaz bir zevk alıyordu. Öfkeyle, zalimlikle, despotlukla geçmiş bir ömrün imzası olan bu evin acıklı hali, onun ziyan olmuş hayatının bir intikamıydı sanki.