- Bu evde üç değişik görüş hüküm sürüyor, diye düşündü; çalışan kadınlara saygı duyan ama kendi karısını evinde isteyen kocam, çalışan kadın fikrinden nefret eden annem ve ne istediğini bilmeyen ben!
- O günlerde Yugoslavya'da da üç değişik görüş hüküm sürüyordu: Ülkeyi tek bir bütün olarak tutmakta ısrarlı Ordu, başka cumhuriyetlerin topraklarında yaşayan Sırpları Sırbistan'a bağlamaya kararlı Miloseviç ve Yugoslavya'dan ayrılmayı kesinlikle kafasına koymuş olan Slovenya ve Hırvatistan.Bir de henüz ne istemesi gerektiğini bilmeyen ama bir iç savaşı önlemek için elinden geleni yapmaya hazır Bosna vardı.
- Dört yıl önce, Kosova'da yaşayan Sırplara "Sizi hiç kimse dövemez" diye bağıran Miloseviç, eleştiriye dayanamadığı için, şimdi kendi halkının üstüne tankları salıyor, polise kendi gençlerini dövdürtüyor, kurşunlatıyordu.
- Asırların birikimi, insanları teknolojinin en üst kademelerine ulaştırmış, zekalarını geliştirmişti ama aynı insanların iç dünyaları, davranış biçimleri, iki ayaklarının üstünde dikildiler dikileli sanki hiç gelişmemişti.
- Batı'nın o insan hakları bayraktarı ve insan hakları baş savunucusu ülkelerin, asla yardımlarına koşmayacağını anlamışlardı sonunda.
- Yardımlarına koşmayacaklardı, çünkü öldürülen ve işkence gören insanlar başka bir dine mensup oldukları için, Batı ülkelerinde yaşayan halkların çoğunluğu büyük bir ilgi duymuyorlardı Bosna'da olup bitene
- "Savaş çoktan bitti kızım ,"dedi yavaşça, "unut mekkare arabalarını. Her şey çok güzel olacak."
- Uyumak iyiydi. Bir nevi ölüm gibiydi uyku.
- Sonu gelmeyecekmiş gibi gözüken uzun, renksiz taş koridorda, grili adam önde, ben arkada, hiç bitmeyecek bir yolculuk yapıyoruz; peş peşe... Gidiyoruz, gidiyoruz, gidiyoruz... Kulaklarımda Âşık Veysel'in dizeleriyle Hümeyra'nın sesi yankılanıyor, uzun ince bir yoldayım... bilmiyorum ne haldeyim! Kenarları aşınmış taş merdivenlerden bir kat yukarı çıkıyoruz. Lambayla aydınlanan bir başka uzun koridorda yürüyoruz yine.
- O adamı sevip sevmediğini nasıl bilmezsin nevo? Yureğimin içini ısrarla öğrenmek istiyor zelha. Nasıl anlatayım sana, mesela seni sevdiğim gibi değil. Ben senin sevgilin değilim ki. Olsun fark etmez, sevgi sevgidir. Onunla kırk yıl görüşmesek bugün olduğu gibi ampul yanmayacaktır. Birbirimizin hayatlarını da merak etmeyebiliriz. Bitmiş onunla benim işim. Oysa bak, şimdi ben burada oturmuş, senin hayatının her dakikasını öğrenmek ve paylaşmak istiyorum. Neden biliyor musun zelha? Neden? Çünkü aradaki otuz kusur yıla rağmen, sana duyduğum sevgi asla tükenmemiş. Sen benim gerçek dostumsun.