- - Sen moda ikonu musun Derya?
- Ben kendi paşa keyfimin ikonuyum. - Ölüme meydan okumak, hayata asılmaktı,Allah'ın verdiği emaneti Azrail'den sakınmaktı.Bir nefes daha alabilmekti,ciğeri bir kez daha havayla doldurup boşaltabilmekti.Bir kez daha atmasıydı kalbin,kanın damarda bir sefer daha dolanmasıydı,bir an, bir saniye,bir salise daha yeryüzünde kalmaktı,onca acıya,ıstıraba,çılgına çeviren soğuğa rağmen.
- ?Gözlerimi sımsıkı kapatıp hayallere dalıyordum. Şiir bilmez, kıymet bilmez, sevgi bilmez erkeklerle geçirdiğim yılların tümünü verip şeytana, bu Şair?le tek bir yıl geçirmek için pazarlık edebilmeyi isterdim. Benim için de üç satır yazsın diye, tek bir yıla değil tek bir aya da razı olurdum belki. Benim içinde üç satır??
- Suada'nın göğsünde, şimdi kıpkırmızı bir karanfildi ölüm.
- Allah'ın adını kullanarak, insanlara Allah adına eziyet ve kıyım yapan herkes şeytandır.
- Unutmak isteriz ki hayat devam edebilsin.
- Sonuçta herkes ya kendi hikayesiyle baş başa kalıyor ya da kendi hikayesini bir kitapta buluyordu mutlaka! Ve bu dünyada yaşayan herkesin hayatı bir romandı,eğer anlatan iyi bir dinleyici bulduysa.
- Ne tarihten ders alıyor, ne de yaşarken öğrenebiliyorduk işin doğrusunu. Sürekli kavga, sürekli uyuşmazlık, sürekli başkaldırı, aşırı kıskançlık, pire için yorgan yakmak ve bunu marifet sanmak, istediklerimizi şiddete başvurarak elde etmek, başkaldıranı şiddetle yola getirmek... Bu kısırdöngünün içinde yuvarlanıp gidiyorduk...
- Kızlar da en azından sorgulayabilirler kendilerine bombardıman edilen talimatları, öyle değil mi? Haydi diyelim ki, babalarından, ağabeylerinden ya da hocalarından korktukları için soru soramıyorlar. İnsan en azından yatağına yattığında, kendiyle baş başa kaldığında sorgulamaz mı, yahu dünya yüzündeki bunca insan başını örtmüyor diye cehenneme mi gidecek yani, bu işte bir tuhaflık var, demez mi?
- ...Peşinden koştuğu gerçek zenginliğin, dış dünyanın görkemli vitrinlerinde değil de insanların iç alemlerinde bulunduğunu öğrenecekti.