- Çünkü kalp ağrısının
- "İhtilal fırtınalı bir denizde, dev dalgalarla boğuşarak kıyıya ulaşmaya çalışan, gövdesi halktan, direkleri teşkilattan, yelkenleri isyandan olan bir gemidir."
- İhtilal fırtınalı bir denizde kıyıya ulaşmaya çalışmaz, aksine devasa dalgalarla boğuşmayı öğrenerek hiç batmadan hep denizin üzerinde kalmaya çalışır. çünkü tarihi teşkil eden olaylar asla sabit değildir, asla belli kurallara göre hareket etmezler, hep dinamiktir, asla dizginlenemezler ve hepsinden önemlisi süreklidirler. bilhassa isyan yılları, birbiri ardına patlayan devasa olaylarla kendini ifade eder. öyle bir an gelir ki, ne milletlerin hükmü kalır, ne partilerin ne de fertlerin...
- sahi bütün bu olan bitenlerde kimdeydi kusur? kimdi bütün bu büyük yıkımın müsebbibi? ne zaman değişmişti tarihin akışı? nerede hata yapılmıştı? saltanat rejimi kötü olduğu için mi kaybetmiştik? kaybettiğimiz için mi saltanat rejimi kötü olmuştu? yeni devre ayak uyduramamaktan söz ediyordu herkes. ne zaman başlamıştı bu yeni devre ayak uyduramama meselesi? fatih sultan mehmed'in zamansız ölümüyle mi? birbiriyle kavgaya tutuşan iki şehzadesinden cem sultan'ın değil de, 2. beyazid'in galip çıkmasıyla mı? yoksa yavuz sultan selim'in halife olması mahva sürüklemişti bizi? kanuni mi yapmıştı, şehzade mustafa'yı katlederek?belkide bir saray entrikası neticesinde yeniçerilerin genç osman'ı ahlaksızca ve hunharca katletmesiyle başlamıştı bu felaket. lale devri'de saray hazinesi har vurup, harman savrulduğu için mi fakirleşmiştik? ya da zaten en başından beri aksak bir iktisadi yapıyla mı idare ediliyorduk? nerede kaptırdık batıdaki üstünlüğü? yoksa batılı devletlere hiç özenmemeli miydik? 2. mahmud mu soktu bizi bu hatalı yola? bir ihanet vesikası mıydı tanzimat fermanı? abdülaziz haklı mıydı? bize göre değil miydi meşrutiyet? iyi ama bugün medeniyetin öncülüğünü yapan ülkelerin hepsi bu yolu seçmemiş miydi? bu yolu seçmeyen ülkelerin hepsi bizim gibi fakirlikten ve cehalletten kırılmıyordu?
- mazi sadece bir hatıralar toplamı değildir, aksine hep bugünle beslenen ve son nefesimize kadar bizi terk etmeyecek olan hayatımızın ta kendisidir.
- "milletin korkusunu hissetmeyen, telaşını görmeyen, şehrin üzerine kara bir bulut gibi çöken o barut kokusunu duymayan biri, bugün yaşananları aksettirebilir ki?
- "isyan anları turnusol kağıdı gibidir, bir toplumun hakiki karakterini gösterir."
- "Eee bu işler böyle evladım, harp biter ama dövüş bitmez."
- "Gençlik, ömrümüzün en güzel mevsimi. muamma koca bir hayat sizi bekliyor. beklentinin kendisi bile güzel. ama sonra, bir müddet sonra, hadi ihtiyarlayınca diyeli, hayatın sırrına vakıf olunca, günler sıkıcı saatlerden ibaret olmaya başlıyor."
- Hep öyle yapmaz mıyız zaten? Anne baba söz konusuysa, onları hiç önemsemeyiz. çünkü fedakarlıklarını ve sevgilerini hep yanımızda bulacağımızı biliriz. Ancak kaybettiğimizde anlarız kıymetlerini.