- Yaşayış tarzına gelince, merak etme en iddialı, en halkçı hükümetlerin, sefir ya da konsolos-kavas karıları, seni geride bırakan bir özenti ve lükstedirler.
- Ve sen daha demincek -yıllar da geçse demincek- Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm. Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim...
- Leylâcığım,
Gene suskunluklara, iyi saatte olsunlara karıştın!
Öyledir kâfir dünya. Biraz erincimiz, biraz günlük gecelik can avuntumuz oldu mu, unutuveririz dostu, canı. Uzaktakini. Dağlarla, deli sularla, yasaklar, pis ve kuş beyinli katil adamlarla, senden ayrı düşeni.
Nicesin? - Haksızlığa, hakarete dayanamıyorum. Türk Siyasî Tarihi'nin işkence görme rekorunu kıracak kadar zulüm görmeme budur sebep!
- Alıp götürürler
"Gitmem" diyemem.
Bir tenhada dört bir yanım tutarlar.
Boynumu yedi yerden kırar atarlar. - Beni asıl üzen yaşayışını hor görürcesine kendini savrukluğa vermendir. Aslında yalnızlık duymayan, can sıkıntısı çekmeyen sade hayvanlardır!
- Gel haberi nerden verek
Hilafsız vurulacaktı
Emir, emirdi.
Kolu terfiyeli, omzu rütbeli
Ve yüreği demirdi arttakilerin.
Vurulmuşum.
Sınırın kuytuluk bir boğazında
Vakıtlardan bir sabah namazında
Yatarım kanlı, upuzun. - ?''El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem...''
Ahmed ARİF / Karanfil Sokağı - Üzme hiç kendini, ölürüm sonra. Ölmek, hiçbir şey değil. Sen böyle canlı, sıcak, dost, aziz ve en güzeli sevgiliyken ölmek, acı da olsa katlanılır.
- Gitmek,
Gözlerinde gitmek sürgüne,
Yatmak,
Gözlerinde yatmak zindanı.
Gözlerin hani?