- Sen tek başına, cihanın bütün haksız, canavarca düzenine karşı beni ayakta tutabiliyorsun.
- SENSİZ EDEMEM. Bunu bir eksiklik sayanlar olabilir. Takmam kimseyi. Sensiz edemiyorsam bu bana ancak yücelik, haysiyet verir. Dünyaya geldiğime pişman değilem! Seni tanıdım çünkü.
- Evet ÖZLEDİM SENİ. Hastalıklar, musibetler, uzak kalsınlar sana. Yerine, ne çekeceksen ben çekeyim. Yerine, ne belâ bulacaksa beni bulsun. Kadalar beni alsın.
Kurban başan. Başan dönüm. Kadan alım. Cümle dünyalıkları senin ayağının dimağına kurban ederem. Bir havan, bir tutumun var ki âb-ı hayata bile değişmem. - Îtler, iki-üç-beş taraflı çalışan hayınlar, namussuzlar içinde gitti gençliğim. Pişman değilim. Bir daha dünyaya gelsem aynı hayatı, daha bir ustaca ve korkusuz yaşarım. Ama bu sefer seni tanımakta gecikmem! İlk işim o olur.
- Ben senin mecburunum - başkaca yokum - yasak şiirimdir her hâlin ayrı - isyanını seviyorum genç, güzel, cesur...
- Gözlerinden bûs eyler Arif kulun.
- Hep seni hayalliyorum. Korkunç... Nasıl yanımdasın bilemezsin. Dicle'ye inerim sen, komşuya giderim sen, tabağı tuttuğumda, buzu kırdığımda, uzak yakın güzel bir hanım gördüğümde sen. En çok da mısrâ çekerken...
- Bir mavi gül bahçesi yorganım
Uyku saçlarımın meçhul şarkısı
Sonra yastığımda ilk gölgen kızlık
Ve ilk unutuluş hürriyet raksı
Yumuşaklığında köpükten öpüşlerin
Mukaddes günahlar cenneti oda
Dikişsiz beyazlığında tüllerinin
Bir ay süzülecek buluta
Ve mavi bir şarap gözlerindeki
Musiki gölgelerinde yorgun
Sen hep öylesine güzel sevdalım
Ben sana allahsızcasına vurgun - Ve hep olmayacak şeyler kurarım,
Gülünç, acemi, çocuksu... - Maviye
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay Karanlık...