- Sevgili Dost, duygularımızı makinelerin çarklarına vermeyelim elbette. Elbette binlerce metre yüksekten bırakalım kendimizi boşluğa. Ama sırtımızda bir paraşüt olmasının bize ne zararı var?
- Zamana ihtiyacı vardı ve bu yüzden koca bir çölü bir kum saatine girmeye ikna etmesi zor olmadı.
- Sabır, musibetin vurduğu ilk andadır.
- Ben de kalbinin hâlâ güneş görmemiş tenler kadar beyaz olduğunu biliyorum.
- Anahtar varsa, kapının arkasında ya da önünde olmanın ne önemi var!
- Sevgili Dost, El yordamıyla çizilmiş basit bir krokiydi gördüğüm ve ben onunla iki sokak öteye gitmeyi başaramamıştım. Halbuki ne kadar kolaydı çizgiler. Elimle koymuş gibi bulacakken, elimden düşmüş gibi kaybettim. Bir yere götürmek için değil de, bir yerde bırakmak için çizilmişlerdi.
- Sevgili Dost, Bana öyle bir kelime söyle ki hiç eksilmesin.
- Sevgili Dost, Derinden bir nefes al bu rüzgardan ve Godot'yu beklemekten vazgeç.
- Sevgili Dost, İnsan tekerleği bulduğu zaman başına neler geleceğini bilseydi, bakmadan arkasından yuvarlardı onu ıssız bir yere. İnsanın elinden gelseydi, düğümlerdi yolları ıssız bir yerde. Sevgili Dost, "Kalbimi alıp uzaklara gitmek istiyorum."
- Sevgili Dost, Kararma yağmayacaksan; kürek çekme mahkûmu olmayacaksan. Sorma tahammülün yoksa cevaba. Saati kurma durduracaksan!