- İnsan, ne yazacağını bilebilseydi hiçbir şey yazmazdı. O zahmete değecek bir şey olmazdı bu. Yazmak, insan yazsaydı ne yazardı, bunu öğrenme çabasıdır. Ancak yazdıktan sonra öğrenebiliriz bunu.
Marguerite Duras - Sevgili Dost,
Sevgi nedir? Nedir seni uykularından vazgeçirecek şeyler? - Sevgili Dost,
Ne zaman televizyonun düğmesini kapatacaksın?
Sevgili Dost,
Ne zaman açacaksın Kitab'ı? - Dokunsalar ağlayacak, dokunmuyorlar.
- Eğer akbabalardan biri kanadını yüzüne vurmasaydı, başını yerden kaldırıp göğe bakmayacaktı.
Sabahleyin güneşe yenilen yıldız, şimdi ne kadar parlaktı. - Ah okullarda ''beden eğitimi'' var da neden ''ruh eğitimi'' yok.
- Denemediği bir şey kalmayan insan, acaba bir gün insan olmayı deneyecek mi?
- Sevgili Dost, Kimi balık tutmak, kimi okumak için, kimi televizyon seyretmek, kimi maça gitmek için, kimi okula yetişmek, kimi namazı kaçırmamak için uykularını ellerinin tersiyle ittiler. Sevgili Dost, Sevgi nedir? Nedir seni uykularından vazgeçirecek şeyler?
- Sevgili Dost, Bildiği şehirlerden, bilmediği şehirlere, bildiği yüzlerden, bilmediği yüzlere sığınmayı aklından geçirmemiş kaç insan vardır? Garların, terminallerin ve limanların dev mıknatıslara dönüştüğü saatlerde bedenlerini kaptırmayanlar, ruhlarını bir otobüs koltuğuna, bir gemi çapasına, bir lokomotif tekerlegine yapışmasını önleyebilmişler midir? "Başımı alıp gitmek istiyorum," Cümlesi kimbilir hayatımızın kaç kilidini kurcalamış, açayım derken kaç yeni kapı örtmüştür üstümüze. Arkaya bakmamayı başarabilenler, acaba gittikleri yere başlarını götürmeyi başarabilmisler midir?
- Susmak ve konuşmak yerini bulduğunda ortaya çıkar melodi. Piyanonun tuşları yanyana durdukları halde susmayı bildiklerinden dinletiyorlar kendilerini. Söylenen her söz binamıza yeni bir tuğla ekler. Bu yüzden ağızdan kaçmamalı kelimeler. Onlar bizim mahkûmlarımızdır, izin verdiğimizde çıkmalılar dışarıya. Publis Syrus ne kadar haklı: "Konuştuğuma çok kere pişman oldum. Fakat sustuğuma asla!"