- Sevgili Dost, Bu yıl Mart kapıdan değil, pencereden baktırıyor, şairlerin penceresinden.
- Sevgili Dost, Elini nabzına götür.
- Sevgili Dost, Solmayan heyecanı nerede aramalıyız? Yalnız bağırarak değil, kısık bir sesle bile duyacağımız heyecanı. Kulağıma öyle bir kelime fısıldamalısın ki, o kelime önce beni, sonra bütün yeryüzünü aydınlatsın. Aydınlatsın ki, havai fişekler yerini güneşe bıraksın.
- Sevgili Dost, Bir şehrin en güvenilir yeri, demek sence kütüphanelerdir. Çünkü kitaplar seslerini yükseltemezler. Bu yüzden kütüphanelerde derin bir sessizlik vardır. Sonra kitaplar tozlarını üzerimize üflemezler. Bu yüzden elbiselerimiz hep beyaz kalır, değil mi?
- Sevgili Dost, Horoz geceyi severse, bir daha ötmez. Su bulutu severse, inmez toprağa. Arabayı severse at, yokuştan ürkmez. Akrebi severse yelkovan, vay o zamana!
- ?Ah çocuklar! Kapı kapı dolaşıp, şeker toplayan çocuklar! Bırakın, öpelim ellerinizi. Siz bize şeker verin!?
- ?Sen onun kükrediğine bakma, onun yiyeceğe değil, bir aslan terbiyecisine ihtiyacı var.?
- Sevgili Dost, Gel buraya!
- ?Yollar uzun Yollar, ezberlenmiş sayfalar Uyurlarken gidelim Ağlamasın çocuklar??
- Madem toprak her şeyi örtüyor ve her şey unutuluyordu,insanın neyi yapması doğruydu? ''Kendimizle ilgili hiç bir şey bilmiyoruz'' diyordu Gorki'ye.