- Tahterevalliye tek başına binen,aşağıda durmayı hakeder. Sevgili Dost, Gel ve yüksel!
- Güneşi görünce açma sandığı,karayı görünce dürbünü atma!Kaç ''Viyana'' dalda kaldı,aylar sürse de kuşatma...
- Çölün sokakları yoktu.
- İhtiyaçlarını ne kadar azaltırsan o kadar hür olursun .
- Sevgili dost , Simdi ben bu elleri ne yapayım ? Bulunmasalar saklardım tavan aralarında . Atsınlar diye görenler ellerini , ellerimi dilencilere atardım.
- Demek ki hayat buluyordu , başka hayatlarla bölüşülen hayatlar .
- Sevgili dost ; Deniz fenerleri asla ağzına içki koymamalı . Sarhoş gözleriyle şaşırtmamalı gemileri. Deniz fenerleri asla uyumamalı , ihmal etmemeli suyla iyi giden kahveyi. Deniz fenerleri sigara içebilir , ama silkmemeli külünü dalgalara. Deniz fenerleri denizi terk edebilir , deniz kuruduktan sonra.
- Sevgili dost , Bildiği şehirlerden , bilmediği şehirlere , bildiği yüzlerden , bilmediği yüzlere sığınmayı aklından geçirmemiş kaç insan vardır? " Başımı alıp gitmek istiyorum , " cümlesi kimbilir hayatımızın kaç kilidini kurcalamış , açayım derken kaç yeni kapı örtmüştür üstümüze.
- Sevgili dost , " Kalbimi alıp uzaklara gitmek istiyorum . " Çünkü aklım hep kurcalanacak. " Kalbimi alıp " çünkü kalbim değişen kanı karşılayacak. " Uzaklara " çünkü gazeteler mürekkep , radyolar ses , televizyonlar renk yapmak istiyor onu. " Gitmek istiyorum " çünkü gitmek kalmaktan daha pullu. Bir gece kıyafeti gibi ışıl ışıl parlıyor teni. Bir gece , kıyafeti gibi soyuyor gurbeti.
- Çünkü insan koşarken kaçar hayattan. Bu yüzden cocuklar , acı şurupları içmemek için ağızlarını sıkı sıkı yumarlar. Ama çocukların ağzı sıkı değildir ; her şeyi anlatırlar. Büyüklerse susar ; ağızları yanmıştır hayattan.