- Huzurunu yaşadığı günde bulamayan insana kurtuluş yoktu...
- Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı...
- Bende gördüğün herşey babamla başlar.
- Yoksa her şey ben olmadığım zaman, benim olmadığım yerlerde mi oluyordu?
- Biriniz gitse 'İki Öksüzler Sokağı'nın resmini yapsa ne olur! ... Ama çıkmazsınız burdan. Çekinirsiniz. Ya soğuktan, ya sıcaktan, ya da sokağın önüne sehpayı kurduğunuz zaman insanların alayından korkarsınız. Oysa bir başlasanız alışacak hepsi; bir gün yaptığınız resme merakla bakan bir haylaz oğlandan başka kimse görmeyecek sizi. Çekinmeyin...
- Kafasından geçene güldü. Duraktakiler dönüp baktılar. Kadının biri kaşlarını çattı. Sokakta kendi kendine sesli gülünemeyeceğini bilmeyen yoktu. "Ne adamlar be. Güldüysem güldüm, size ne?"
- Herkes onun gibi değil miydi? En az umutlanmaları gerektiği zamanlar en çok umarlardı.
- Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak.
- "Bugünkü benim son aldanışım olmayacak. İnsanlara güveniyorum."
- Doğru, hep başkayız. Ayak bastığımız heryer dünyanın merkezi oluyor. Her şey bizim çevremizde dönüyor...