- İnsanlar haksızken daha çok bağırırlar.
- Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi.
- Ne yamansınız dökme kalıplarınızla; bir şeyi onlara uydurmadan rahat edemezsiniz.
- Yoksa her şey ben olmadığım zaman, benim olmadığım yerlerde mi oluyordu?
- Doğru, hep başkayız. Ayak bastığımız her yer dünyanın merkezi oluyor. Her şey bizim çevremizde dönüyor...
- "Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş-on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar."
- Hep ölçülü-biçimli mi davranmak gerek? Kim demiş?
- İnsanlardaki her duygu bir renktir.
- Herkes onun gibi değil miydi? En az umutlanmaları gerektiği zamanlar en çok umarlardı.
- "Ne kalabalık. Bir o yok sanki."