- İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri, olamadıkları "kişi"yi anlatırlar.
- Artık yalnızdım. Arkadaşlarla anlaşamıyordum. İnsanların kaçınılmaz ikiyüzlülüğünü görüyordum. Bir gazozluk dostlar!
- Hep ölçülü, biçimli mi davranmak gerek? Kim demiş? |Yusuf Atılgan - Aylak Adam
- Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı.
- Aylak adamın uzun ,doldurulmaz sabahları korkunçtu.Kimi saatler bile önemliydi.Geçmek bilmez,uzun 'üç-dört' dakikalar yaşamıştı ; biliyordu.
- Yalnız yirmi beş günün üşümüşlüğü ,yorgunluğu değildi.Askerden döneli ,üç yıldır sürüyordu. Yoksa dünyada olmayanı mı arıyordu ?
- Şimdi kim bilir kaç evde , kim bilir kaç kadının 'Aman ayol,bu ne kötü şans böyle,' sözüne karşılık kim bilir kaç erkek ' Üzülmeyin ; kumarda kaybeden aşkta kazanır ,' diyordur.Kim bilir kaç erkek de acele edip bu sözü ondan önce söylemediler diye onu kıskanıyordur.
- "Biliyorum sizi. Küçük sürtünmelerle yetinirsiniz.Büyüklerinden korkarsınız.Akşamları elinizde paketlerle dönersiniz.Sizi bekleyenler vardır.Rahatsınız.Hem ne kolay rahatlıyorsunuz.İçinizde boşluklar yok. Neden bende sizin gibi olamıyorum? Bir ben miyim düşünen? Bir ben miyim yalnız?"
- "Alçak!" dedi kendi kendine;"Bıraktıkların yetmiyormuş gibi bir de kağıt karalıyorsun. Oysa bu işin bittiğini biliyorsun.Buraya bir kere gelmen gerekti.Ya yeniden başlayacaktı ,ya bitecekti. İşte geldin,bitti. Hep onu bulursun diye korkuyordun, değil mi ?Kıskanıyor musun ? Durmadan seni mi düşünecekti ha,kendini beğenmiş?"
- Bir gün bu ışıklı kıyıda ,pırıl pırıl kumların üstünde durmuş muydu? Ya bu tanıyamadığı,sokaklarında güleç yüzlü insanlar dolaşan şehir nerde? Sonra,yine o pırıl pırıl kıyı... Arkasından biri,'Ben de varım.' diyor.Ah ,o birisi...