- Ben o evi biliyorum, dedi. Üç oda, bir mutfaklı değil mi?
- Nerden biliyorsun?
- İçinde oturanları tanıyorum. Erkek en yakın lisede İngilizce öğretmeni. Karısı, onunla evlensin diye okulunu yarıda bıraktı. Sevişerek evlendiler. İki çocukları var: Biri kız, biri oğlan. Erkek akşam eve elinde paketler, kese kağıtlarıyla döner. Yemek yerler. Çoğu geceler adam ya öğrencilerin yazılı ödevlerini düzeltir ya da gazete okur. Arada, "Bu yıl kömür kıtlığı olacakmış!" diye mırıldanır. Kadının kucağında hep yamanacak bir şeyler bulunur. Kocasına bakar. "Uğrunda fakülteyi bıraktığım bu rahatına düşkün adam mıydı?" diye düşünür. Sonra dalar. Bir gün okula giderken otobüste bir genç gözünün içine içine bakmıştı. "Neden kaşlarımı çattım ona, diye hayıflanır, onunla belki başka türlü olurdu." Ya birlikte uyudukları yatak... Erkek karısının değiştiğini, okula yeni verilen tarih hocasını düşünür. Kadın otobüsteki gençledir...