- ??Ama ekonomik ayrımcılık, her zamanki gibi esas sorunun yalnızca bir yanıdır: bir önyargının yansımasıdır. Asıl sorun para değil, yetişkin şovenizm domuzluğu. "Çocuk kitapları yazıyorsunuz, değil mi?" Evet Annecim. "Kitaplarınızı çok beğeniyorum - gerçek kitaplarınızı yani; çocuk kitaplarınızı okumadım tabii!" Tabii Babacım. "Arada bir de basit şeyler yazmak rahatlatıcı olmalı." Tabii basittir çocuklar için yazmak. Onları yetiştirmek kadar basit.??
- ??Amerikalıların ejderhalardan neden korktuğunu anlamaya çalışırken gördüm ki, birçok Amerikalı sadece fantaziye değil, kurmacaya da karşı. Biz Amerikalılar hayal ürünü olana şüpheli veya aşağılık bir şey olarak bakmak eğilimindeyiz. "Karım roman okur. Benim vaktim yok." "Gençken o bilimkurgu denilen zamazingoyu okurdum, şimdi okumuyorum tabii." "Peri masalları çocuk işi. Ben gerçek bir dünyada yaşıyorum." Konuşan kim? Kim büyük bir özgüvenle, Savaş ve Barış'ı, Zaman Makinesi'ni, Bir Yaz Gecesi Rüyası'nı kapı dışarı ediyor? Korkarım sokaktaki adam -çok çalışan, otuzun üstündeki Amerikalı erkek- bu ülkeyi yönetenler yani.??
- ??Halk masallarında bu kuralın tuhaf bir çevrilişi, bir tür nihai sır vardır. Yardım eden hayvan ?çoğunlukla bir at ya da kurttur bu- kahramana der ki: "Benim yardımımla şunu, şunu yaptıktan sonra beni öldürüp kafamı keseceksin." Ve kahraman, hayvan rehberine o kadar güvenmelidir ki, bunu isteyerek yapmalıdır. Görünen o ki, bunun anlamı şudur: Hayvan güdülerinizi yeterince izledikten sonra, onları kurban etmelisiniz ki gerçek benlik, eksiksiz kişi, hayvanın gövdesinden çıkarak yeniden doğabilsin. Von Franz'ın açıklaması bu, ve oldukça da adil görünüyor; birçok masalda karşıma çıkan ve beni şaşırtan bu tuhaf bölümlere bir açıklama bulmuş olmak bile beni sevindiriyor. Ancak her şeyin bundan ibaret olduğunu sanmıyorum, hiçbir Jung'cu da bunu iddia etmez zaten. Ne akılcı düşünce ne de akılcı etik, hayal eden zihnin bu derin ve garip düzeylerini "açıklayamaz". Bir masalı yalnızca okurken bile, günışığı inançlarımızı bir yana bırakmamız, ve karanlık figürlerin sessizlik içinde rehberimiz olmasına izin vermemiz gerekir; ve geri döndüğümüzde, nerede olduğumuzu tarif etmemiz çok güç olabilir.??
- Orr'un içi birden öyle neşeyle dolup taştı ki, o bunları düşünürken balık istifi vagona doluşmakta olan kırk iki kişinin Orr'un en yakınına itelenmiş yedi-sekizi, bir an için içlerinde belli belirsiz ama inkâr edilemez bir esenlik veya rahatlama hissi duydu. Tutamacı elinden kapmayı başaramayan kadın, nasırındaki o keskin acının mucizevi bir şekilde dindiğini hissederek rahat bir nefes aldı; Orr'un sol yanına yapışıp kalmış adamın aklına birden güneş ışığı düştü; hemen önünde çömelmiş oturan ihtiyar adam aç olduğunu kısa bir süreliğine unuttu.
- Dünyayı çocukların güven içinde büyüyecekleri bir yer haline getirmek için pilotları bombardıman uçaklarının başına oturtup çoluk çocuk katletmeye gönderen politikacıların yönettiği bir ülkede büyümüştü ne de olsa.
- Devrim'i satın alamazsınız. Devrim'i yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak.
- Anarres'te hiçbir şey güzel değildir,yalnızca yüzler güzeldir. Diğer yüzler, erkek ve kadın yüzleri. Bizim onlardan başka birşeyimiz yok. Burada siz mücevherleri görüyorsunuz,orada gözleri görürsünüz. Gözlerde de görkemi, insan ruhunun görkemini görürsünüz. Çünkü bizim kadınlarımız ve erkeklerimiz özgürdür, hiçbir şeye sahip olmadıkları için özgürdürler. Siz sahipler ise sahiplisiniz. Hepiniz hapistesiniz, Herkes yalnız, tek başına, sahip olduğu yığınla birlikte, Hapiste yaşıyor, hapiste ölüyorsunuz. Gözlerinizde görebildiğim yalnızca bu : duvar .
- Bilimkurgu önbilici değil,betimleyicidir.
- Bir romancın işi yalan söylemektir.
- Bir roman,herhangi bir roman okurken,içindeki her şeyin uydurma olduğunu gayet iyi bilmeli, ama okuma sırasında her kelimesine inanmalıyız.